Cumhurbaşkanına tehdit suçlamasıyla tutuklanan ve 26 Kasım’da görülen davanın ikinci duruşmasında hakkında 4 yıl 2 ay hapis kararı verilen gazeteci Fatih Altaylı, ara verdiği yayınlara geri döndü. Kanalında ‘Adalet’ başlıklı bir video yayınlanan Fatih Altaylı, duruşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve kararın ardından elindeki dosyaları neden havaya fırlattığını da açıkladı.

"TAM BİR ALDATILMA, İHANETE UĞRAMA HİSSİ"
Videoda kararı değerlendiren Altaylı, "Karar henüz yazılmadığı için cezaevinde ne kadar kalacağımı bilmiyorum. Bu arada hem bir üst mahkemeye hem de istinafa itiraz haklarım var. Umudum az, belli ki soğuk bir hücrede, plastik bir sandalye üzerinde epey vakit geçireceğim. Bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz kararın yarattığı duygu çok acı. Tam bir aldatılma, en güvendiğin tarafından ihanete uğrama hissi. Umarım adaletin benim üzerimden katledilmesi bölge adliye mahkemesinde ve hatta onun öncesinde bir üst mahkeme tarafından engellenir" ifadelerini kullandığı programda şunları kaydetti:

"BANA VERİLEN CEZA AĞIR BİR HUKUKSUZLUK"
Zor ama bir umut. Az önce hukukun, adaletin katledilmesi aldatılma hissi gibi dedim ya, bunu sadece kendim için söylemiyorum. Bu duygunun çok daha ağırını Tayfun Kahraman'ın hissettiğine eminim.Düşünsene en üst mahkeme anayasa mahkemesi ve anayasanın açık hükmüyle en üst yargı organı olarak tanınan mahkemenin kararı uygulanmıyor ve millet bunun anlamını kavramış değil. Bu ne demek biliyor musun? Anayasanın tanıdığı hakların hiçbiri garanti altında değil demek. Buna mülkiyet hakkı da dahil, tüm sosyal haklar da.Oradaki durum bence daha vahim. Tayfun Kahraman'la ilgili anayasa mahkemesi kararını birinci derece mahkeme tanımayınca gözyaşlarımı tutamadım. Sonuç olarak şunu söyleyeyim sevgili kardeşim. Bana verilen ceza ağır bir hukuksuzluk. Bunda herkes hemfikir, kararı doğru diyen yok.

DOSYALARI NEDEN FIRLATTI?
Fatih Altaylı'nın kararın ardından elindeki dosyaları havaya fırlattığı öne sürülmüştü. Altaylı bu konuya da açıklık getirerek şunları söyledi:
Zaten benim de duruşma sonunda elimdeki savunma metnini, içtihat kararlarını yere fırlatmamın nedeni buydu.Adaleti yere ben fırlatmadım. Adalet yere düşürüldüğü için ben de savunmamı yere fırlattım. Şunu açıkça söyleyeyim.
Bana verilen ceza hukuki değil siyasi. Bu kararın arkasında olan siyasi otorite kimse kim. Hiç ilgimi çekmiyor ve beni öfkelendirmiyor.Siyasetçi salt kendi çıkarını düşünür. Bizi siyasetçiye karşı koruma görevi halkı, vatandaşı koruma görevi ise yargınındır. Ben siyasete ne kızgınım ne kırgın ne de öfkeli.

"BANA YAŞATTIKLARINI UMARIM BİR GÜN ONLAR DA YAŞARLAR"
Ama yargıya çok kızgın ve kırgınım. Bu kararı verenler vicdanen gerçekten hukuka uygun davrandıklarına inanıyor ve bunun huzuru içindeyseler yenilen hakkım helali hoş olsun. Ama inanmadıkları vicdanlarında yer etmeyen bir karara imza atmak zo





