1995-1996 sezonunda Galatasaray'ın teknik direktörü olan Liverpool efsanesi Graeme Souness verdiği röportajda Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho'ya gönderme yaptı ve "Mourinho'ya Türkiye'de Galatasaray stadına dikmesi için bayrak uzatılırsa aklında bulundurması gereken şeyler var.” dedi.
1995-1996 sezonunda Galatasaray'ın teknik direktörü olan Liverpool efsanesi Graeme Souness verdiği röportajda Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho'ya gönderme yaptı ve "Mourinho'ya Türkiye'de Galatasaray stadına dikmesi için bayrak uzatılırsa aklında bulundurması gereken şeyler var.” dedi.
Sözlerine devam eden teknik adam; “Koşu ayakkabılarını giydiğinden, çıkışların nerede olduğunu bildiğinden ve güvenliği için Usain Bolt gibi koştuğundan emin olsun.” ifadelerini kullandı.
"Ben Fenerbahçe stadyumunun ortasına bayrağı diktim ve bir an bile pişman olmadım.”diyen Graeme Souness daha önce de BBC’ye o tarihi anları anlatmıştı ve şu ifadelere yer vermişti; "Çok mutlu olmuştum. O yıl ligin liderleriydi. Çok iyi gidiyorlardı, iyi bir takım ve Brezilyalı iyi bir teknik direktörleri vardı.”
“O statta maçı kazanmak şahaneydi. Son düdük çaldı, tüm oyuncular kalenin arkasında taraftarlarımızın olduğu yere gitmişti. Çitlerden geçirilen çok güzel büyük bir Galatasaray bayrağı elden ele dolaştırılıyordu. Sıra bana geldi. Bayrağı yüzüm kalenin arkasındaki taraftarlara dönük şekilde dalgalandırdım. Sonra başkasına vermek için döndüm ama tüm oyuncular kupayı almaya gitmişti, kimse yoktu.”
"9 ay önce Galatasaray'ın teknik direktörü olduğumda, Fenerbahçe'nin yöneticilerinden biri, 'Galatasaray bir sakata imza attırarak ne yapıyor?' demişti. Yıllar önce olduğum açık kalp ameliyatına atıf yapıyordu. O bu lafı ettikten 9 ay sonra da kendi statlarında kupayı kazandık… Elimde Galatasaray bayrağıyla boşalan stada, şeref tribününe bakıyordum.
“Bana 9 ay önce kırıcı laflar eden o Fenerbahçeli yöneticiyi gördüm, şimdi sana gösteririm dedim, bir çılgınlık anında, orta sahaya ilerledim ve bayrağı tam ortaya diktim. Zemin çok sertti. Sanırım ikinci, üçüncü denememde başarabildim. Ama o sahanın ortasına kadar gittikten sonra o bayrak zaten oraya dikilecekti. Sonra kafamı kaldırdım ve yaptığımın aslında çok da akıllıca olmadığını fark ettim.”
"Tribünde kalan Fenerbahçe taraftarları tel örgüleri aşıp sahaya inmeye çalışıyordu. Islıkları, bağrışmaları hatırlıyorum. Hemen polis kalkanının altına girdim. Atılan şişeler, kalkandan sekiyordu. Polis iyi iş çıkardı doğrusu. Tünele girdim, 30-40 dakika yürümüş gibiyim o tünelde, çok uzun bir tünel olduğunu hatırlıyorum. Sonra tam kurtuldum herhalde derken bir taraftar girdi tünele, onunla da biraz itiş kakış oldu ama soyunma odasına girmeyi başardım.”
"Kesinlikle korkmadım. Kazanmanın coşkusu mutluluğu vardı. Kesinlikle o gece hissettiğim şey korku değildi. Ama soyunma odasına girişimi hatırlıyorum. Dedim 'Bu iş bitti..' Kulüp başkanı gelecek ve o an orada beni kovacak, yarın ilk uçağa bindirip gönderecekler herhalde dedim… Ama tam tersi oldu. Soyunma odasına göz yaşlarıyla geldiler.”
“Hiç bu kadar kısa sürede bu kadar çok erkek tarafından sarılıp öpülmemiştim. Belli ki kupayı kazandığımız için çok mutlu olmuşlardı, ama asıl Fenerbahçe stadına Galatasaray bayrağı diktiğim için mutlu olmuş gibi görünüyorlardı. Ama anlıyorum. Türk toplumu maço bir toplum, kendimizle de bağdaştırabiliyorum. İskoçlar ve Türkler birbirlerinden çok farklı değiller, çok benziyorlar. Hafif çatlak ve duygusallar, çılgınca işler yapabilirler."