Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı Ahmet Pura, yerli üreticilerin üretim kapasitesindeki artış ve özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türk cumhuriyetleri gibi bölgesel pazarlardaki canlı talep sayesinde kozmetik ürünler ihracatının yıl sonunda 1,7 milyar doları geçmesini beklediklerini bildirdi.
Pura, AA muhabirine, 21 Ekim'de düzenlenmesi planlanan "Sürdürülebilir İnovasyon ve Yeşil Mevzuat Konferansı" öncesinde sektörün dış ticaret verileri ve Avrupa Birliği (AB) düzenlemelerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Sektörde bu yılın 9 ayında özellikle saç, cilt bakım ve kişisel hijyen ürünlerinde ihracat hacminin geçen yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 10 arttığını vurgulayan Pura, "Kozmetik ve temizlik ürünleri sektörü, Kovid-19 salgını sonrası artan hijyen ve kişisel bakım talebi sayesinde ulusal ortalamanın üzerinde bir direnç ve büyüme sergilemeye devam ediyor." dedi.
Pura, ithalatta ise Avrupa menşeli yüksek katma değerli ve niş ürünlerde artış eğiliminin sürdüğü bilgisini vererek, sektörün, yerli üreticilerin artan üretim kapasitesi ve yerel üretim yeterliliği sayesinde ithalat bağımlılığını azaltma potansiyelini koruduğunu dile getirdi.
Kozmetik ürünlerde yıl sonu ticaret hedefine değinen Pura, şu ifadeleri kullandı:
"Geçen yıl kozmetik ürünleri sektörü 1,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmişti. Yerli üreticilerin üretim kapasitesindeki artış ve özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türk cumhuriyetleri gibi bölgesel pazarlardaki canlı talep sayesinde ihracatın yıl sonunda 1,7-1,8 milyar dolar seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz. Bu hedefin gerçekleşmesi, sektörün küresel pazarlardaki rekabetçi konumunu güçlendirecek."
İhracatta sabun ve ıslak mendil ürünleri öne çıkıyor
Pura, kozmetik ve temizlik ürünlerinde ihracatının hem hacim hem de değer bazında çeşitlilik gösterdiğine dikkati çekerek, bazı ürün grupları ve pazarların öne çıktığını anlattı.
Sabun ve ıslak mendil ürünlerinin hem değer hem de hacim olarak Türkiye'nin kozmetik ihracatında en önemli paylardan birine sahip olduğunu belirten Pura, bu alanda en büyük alıcılar arasında ABD, Irak ve Rusya'nın öne çıktığını söyledi.
Pura, saç bakım ürünlerinde coğrafi yakınlık avantajıyla özellikle Irak ve İran gibi komşu pazarlara güçlü ihracat performansı sergilendiğine işaret ederek, makyaj, güzellik ve cilt bakım ürünlerinde talebin daha çeşitli ülkelerden geldiğini bildirdi.
Konferansta sektörün zorlukları ve fırsatları ele alınacak
TOBB ile Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayicileri Derneği işbirliğiyle "Sürdürülebilir İnovasyon ve Yeşil Mevzuat Konferansı"nın 21 Ekim'de düzenlenmesinin planlandığını aktaran Pura, "Konferans, sektörün geleceğini şekillendirecek en kritik zorlukları ve fırsatları merkeze alacak." diye konuştu.
Pura, konferansta uluslararası ölçekte güçlü katılımcıların yer almasının beklendiğini ifade ederek, sektörün önde gelen uluslararası kuruluşlarının yanı sıra ilgili bakanlıklardan konuşmacıların da yer alacağı bilgisini verdi.
Türkiye'de sektörün hem üretim kapasitesi hem de yenilikçi yaklaşımıyla bölgesel bir üretim üssü olma yolunda emin adımlarla ilerlediğine dikkati çeken Pura, ülkede sürdürülebilir inovasyon, yeşil dönüşüm ve mevzuat uyumu konularında atılacak adımların, sektörün küresel rekabet gücünü belirleyecek kritik unsurlar arasında yer aldığını dile getirdi.
Pura, sektörün uluslararası standartlara uyumunu hızlandırmak için çalışmalar yürüttüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Sektör, çevreye duyarlı üretim modellerini yaygınlaştırmak ve Türk kozmetik markalarının küresel ölçekte daha görünür hale gelmesini sağlamak için çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. Kısacası, Türkiye'nin kozmetik ve temizlik ürünleri sektörü artık sadece üretimde değil, sürdürülebilirlik ve inovasyonda da söz sahibi oyuncu olma yolunda güçlü bir vizyona sahiptir. Bu dönüşüm sürecinde düzenlenecek konferans, hem kamunun hem özel sektörün aynı masa etrafında buluştuğu çok değerli bir platform olacak."
Sektörde AB mevzuatına uyum çalışmaları yapılıyor
AB Kozmetik Ürünler Tüzüğü'nün, bölgeye ihracat yapan firmalar için rekabet gücünü korumanın temel şartı olduğuna işaret eden Pura, tüzük kapsamında yapılan güncellemelerin, ürün güvenliği, bileşen kısıtlamaları, etiketleme ve sürdürülebilirlik kriterleri açısından Türk firmaları için uyum sürecini zorunlu kıldığını anlattı.
Pura, söz konusu düzenlemelerin Türkiye'de sektöre etkilerine ilişkin, "AB pazarına ihracat yapan firmaların rekabet gücünü sürdürebilmesi için formülasyon, üretim ve etiketleme süreçlerini AB mevzuatıyla tam uyumlu hale getirmesi gerekiyor." diye konuştu.
Türkiye'de söz konusu düzenlemelere uyumu sağlamak amacıyla sektördeki ilgili kamu kurumları ve derneklerin ortak çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Pura, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu kapsamda, ulusal düzeyde Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Yönetmeliği, Atık Yönetimi, Ekotasarım ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı gibi ulusal düzenlemeler ile AB mevzuatıyla uyumlu bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmalar, Türk kozmetik ve temizlik ürünleri sektörünün hem AB standartlarında üretim yapabilmesini hem de sürdürülebilir, yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya dönüşmesini desteklemeyi hedefliyor."