Ülkemizde en çok merak edilen yerlerden biridir Japonya. Kültürü ve geleneği oldukça eski ve eşsizdir. Japonların kendine has gelenekleri, eşsiz kültürü ve nazik davranışları vardır.
Peki, Japonya’yı ve kültürünü daha yakından tanımak ister misiniz?
Gazete Yazıyor Türkiye’de yaşayan Japon Deprem Uzmanı ve Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki’ye bu sefer depremi değil Japon kültürünü ve yaşam biçimini sordu.
Türkler gibi Japonlar da; çok çalışmanın, yaşlılara saygının ve nezaketin hayattaki en özen gösterilmesi gereken kültürel değerler olduğunu savunup, modernleşse bile hala köklerinden kopmayarak geleneklerine bağlı kalmayı başarabilmişler.
Japonların diğer ülkelerden farklı kılan davranışlarını, geleneklerini ve kutlamalarını yakından keşfetmek ister misiniz? Türk ve Japon kültürleri arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? Gazete Yazıyor okuyucuları için sorduk Japon Deprem Uzmanı ve Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki cevapladı.
Türk ve Japon kültürleri arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?
Japon ve Türk gelenekleri birbirine çok benziyor. Orta Asya’dan batıya geldik Türk, doğuya gittik Japon diye söz var. Ben buna çok inanıyorum. Kültürümüz çok benziyor. Benzerlikler arasında ilk dikkat çeken çay içme alışkanlığıdır. Japonlar yeşil çay tercih ederken, Türkler siyah çay içiyor. Hem Türk hem de Japon kültüründe yaşlılara saygı son derece önemli bir toplumsal kuraldır. Her iki kültür de ataerkil bir düzene bağlıdır. Türkçe ve Japonca dilbilgisi açısından birbirine benzeyen özellikler göstermektedir. Gerek Türkiye’de gerekse Japonya’da ev içerisinde ayakkabı giyilmemekte, genellikle terlik tercih edilmektedir. Ve ayakkabılar dışarıda çıkarılır. Japonlarda el sıkışma geleneği yerine baş eğerek selamlaşma yaygınken, Türkler tokalaşmakta ve sarılmaktadır. Japon kültüründe hitap ederken kişilerin soyadları kullanılırken, Türk kültüründe kişilere ön adları ile seslenilmektedir.
Japonların değişik bir töresi olan harakiri nedir ve neden yapılır?
Bir intihardır ve sonucu ölümdür ama Japonlar bu alışkanlığı kendilerini öldürmek değil de şanlarını yüceltmek ve onurlarını kurtarmak için yaparlar. Aslında kötü bir olaydır. İyi bir örnek değil ama Gebze- Orhangazi- İzmir Otoyolu Projesi’nin İzmit Körfezi’nin her iki yakasını birbirine bağlayan köprünün inşaat aşamasında çok şiddetli fırtınadan dolayı çelik halatın kopmasından ve yaşanan gecikmeden kendisini sorumlu tutup intihar eden Japon Mühendis Ryoichi Kishi harakiri yaparak canına kıymıştır. Bizde yazılı imzalı kâğıt önemli değil ağızdan söz olarak ne çıkıyorsa o önemlidir. Söz vermek imza atmaktır. Söz veriyorsak mutlaka yerine getirmeli.
Yemek kültürü nasıldır?
Sizin nasıl ekmek olmazsa olmazınızdır bizde de pirinç öyle. Tuzsuz, yağsız buharda pişiriliyor. Sizde lapa diye geçen tarzda bir yemek. Miso çorbası sabah, öğlen ve akşam yemeklerinde yan yemek olarak gelir. Fasulyeden yapılıyor. Bazen sebzeler, et, tavuk balık da olabiliyor. Sabah kahvaltıda bile yenilebiliyor. Et ve tavuğa göre balık daha çok tercih ediyoruz. Sonuçta ada ülkesiyiz ve balık bol. En önemli detay ise Türkiye’de çorba ilk önce içilir bizde ise yemeğin en sonunda.
Siz yemek yapar mısınız?
Evet, cumartesi ve pazar günleri evde yemek yapıyorum. Japon makarna, Sushi gibi. Misafirimiz geliyor. 10-15 tane küçük tabaklara ayrı ayrı yemek koyuyorum. Arkadaşlarda bu kadar tabak olur mu? Çok bulaşık çıkar diyorlar ve gülüyoruz. Eşim de Ukranyalı onlarda ise hemen bir tabak içinde ne yemek varsa konuluyor.
Sushi Türkiye’de de çok merak edilen ve tüketilen tatlar arasındadır. Peki, sushi nedir?
Sushi Uzakdoğu ülkeleri genelinde tüketilen balık, pirinç ve çeşitli sebzelerin bir araya getirilmesi ile elde edilen bir tür yöresel yemektir. İçerisinde pirinç, pirinç sirkesi, şeker, tuz, balık, balık dışındaki deniz mahsulleri ve sebzeler bulunmaktadır. Japon mutfağına ait bir lezzet olan sushi yemeğinin farklı farklı çeşitleri vardır. Çiraşizuşi, İnarizuşi, Makizuş, Nigirizuşi, Oşizuşi ve Batı-stili sushi farklı türdeki sushi'lerdir.
Çay mı kahve mi?
Sizin kara çaylar gibi bizde de yeşil çay çok önemli. Sabahtan akşama kadar yeşil çay içilir. Yeşil çay çok faydalı bir içecek.
Ya kahvaltı?
Balık ızgara, yosun, erikten yapılan bir turşumuz var. Kırmızı rengi alınca turşusu yapılır. Limon gibi tadı oluyor. Pilavın yanında onu yeriz.
“JAPON KÜLTÜRÜNDE PASTANEYE KADIN GİDER ERKEK ASLA GİTMEZ”
Pasta ve hamur işleri yer misiniz?
Siz çok tatlı tüketiyorsunuz. Ben çok uzun yıllardır Türkiye’deyim daha yeni yeni baklava yiyebiliyorum. Japon kültüründe pastaneye bayan gider erkek asla gitmez. Nasıl sizde köylerde kahvehaneye kadın girince tuhaf tuhaf bakılıyor bizde de erkekler pastaneye girince tuhaf karşılanıyor. Bunun sebebi ise sert erkek anlamında adamların Samurayların şeker yememesi lazım. Erkek adam dediğin yumuşak olmaz. Sonuçta sert erkeksin. Ama genç nesil bu zihniyeti kırdı. Tıpkı sizlerde olduğu gibi yaşlı nesil daha gelenekçi genç nesil daha modern.
Evlilik nasıl oluyor? Görücü usulü ile mi yoksa kendi seçiminiz mi?
Eskiden aile büyükleri karar veriyordu. Anne, teyze ya da akraban bir fotoğraf bulup getiriyordu. Aynı sizdeki gibi. Ama her şey gibi bu da değişime uğradı. Gençler evlenecekleri eşleri kendileri buluyor. Önceden 20’li yaşlarda evlilik yapılırken şimdi 30’lu yaşlarda evleniliyor. Çocuk meselesine gelince de yine eski zamanlarda fazla çocuk yapılırmış. Bir aile de 4- 5- 7 kişi olurmuş. Şimdi o da azaldı.
“JAPONYA’DA KADINLAR ERKEĞİN 3 ADIM ARKASINDAN GELİR”
Kadına bakış açınız nedir?
Kadın kutsaldır. Size, evinize bakıyor ve dünyaya çocuk getiriyor. Bu yüzden korumak lazım. Japonya’da kadınlar erkeğin 3 adım arkasından gelir. Bunun sebebi ise kadını gelecek tehlikelerden korumak için adam önde gidiyor. Ev yaşantısında da kadınlar sizdeki gibi ev işleriyle uğraşıyor. Erkek egemenliği ağır basıyor ama dedim ya yeni gelen nesil bu egemenliği de yıkıp daha modern oldular.
Eşlerinize nasıl seslenirsiniz? Aşkım, sevgilim mi?
Sizin gibi biz bunları kullanmıyoruz. İsimle hitap ederiz. Bir de en ilginç gelen biraz önce konuşmuşuz. Telefon açılıyor nasılsın canım deniliyor? Daha biraz önce konuştuk ya. Ne değişti? Çok ilginç geliyor bu bana.
“BİZDE TOKALAŞMA VE SARILMAK YOK”
Size, Türkiye’de en ilginç gelen neydi?
Japonya’da tokalaşma ve sarılma yok. Biz de sadece küçükken anne sarılır o da 15 yaşına gelinince sarılma ve dokunma ortadan kalkar. Belki bir yerin ağrıyorsa o zaman masaj yapmak için dokunuyoruz. Diyelim ki arkadaşımızla 2 yıl sonra görüştük yine sarılmayız birbirimize. Konuşurken de mesafeliyiz. İlk Türkiye’ye gediğimde adam dibime kadar girmiş bir şey anlatıyor. Ya da mutlaka koluma omuzuma dokunuyor. Görüşüyorsunuz adam öpüyor. Erkekler öpüşür mü ya oluyordum. Japonya’da bu durum hoş karşılanmaz. Ama ancak 10 senede öğrendim ki meğerse sizde adetler böyleymiş. Ve ilginç olanlardan biri sizler ismi ilk önce sonra soyadını kullanıyorsunuz. Bizde tam tersi. Soyadımız kullanılıyor. Soyadınız daha çok biliniyor.
Japonya’da herkes dövüş sanatı biliyor mu?
Herkes demesem de birçok kişi biliyor. Sumo, judo ve karate geleneksel Japon sporlarıdır. Nasıl burada futbol oynanıyorsa bizlerde de ya Judo ya karate kendimizi korumak adına öğreniyoruz. Siz kavga ederken daha çok laf söylüyorsunuz. Aptal, manyak ve küfür gibi. Biz de ise hareketler, el, kol, bacak çalışıyor.Düğün merasimi nasıl oluyor?
Sizdeki gibi bizde de dini ve resmi nikâh ile düğün var. Dini nikâhlar kilisede veya tapınaklarda olur. Düğün sabahı dini nikâh için aileler ve gelin damat erkenden tapınağa giderler. Gelin ve damat Japonlara özgü olan ve her resmi-özel günlerde giyilen kimonolarını giyer. Gelinlerin giyindiği kimono, shiromuku, erkeklerin giyindiği ise montsuki olarak adlandırılır. Ayrıca sizler gibi beyaz gelinlik ve damatlık giyilir. 2- 3 kez kıyafet değiştirilir. Bizler için kimono çok özel bir kıyafettir ve anneden kıza, babadan oğula aktarılarak giyilir. Kimono giyildiğinde normal ayakkabı giyilmez ve onun yerine yine kendilerine özgü olan tahta nalınlar veya deriden yapılmış sandaletler giyilir ve tabi ki bu sandaletler, özel yapılan pamuklu bir çorapla giyilmektedir. Dini nikâhların yanı sıra resmi nikahlar belediye binalarında yapılır ve düğünlerimizde otellerde veya restaurantta olur. Süre olarak da 2 ya da 3 saat sürer.
Kimono ve yukata nedir?
Geleneksel giysilerimiz. Kimono, eskiden Japonya’daki tüm kadınlar için günlük kıyafetti, ancak bugün genellikle sadece düğünler veya cenazeler gibi özel günlerde giyiliyor. Yukata ise kimonoya nazaran biraz daha hafif bir giysi olarak hem erkekler hem de kadınlar tarafından giyiliyor.
Geyşa ne demek? Hala var mı?
Geyşa kelimesi geleneksel Japon sanatını icra eden sanatkar anlamına gelir. Geyşalar geleneksel Japon dansları, şarkı söyleme, şiir okuma, geleneksel enstrümanların çalınması gibi çeşitli sanat türlerinde usta kadınlardan oluşur. Bu eğlencelerin beyaz makyajı ve kimonoları, 18. yüzyıldan itibaren Japon yaşamının temelini oluşturmuştur. Günümüzde geleneği korumanın bir yolu olarak geyşalar hala ülkenin belirli bölgelerinde varlıklarını sürdürmektedir.
Moriwaki’nin 10 parmağında 10 marifet
Biz de bir laf vardır 1’0 parmağında 10 marifet’diye. Japon Deprem Uzmanı ve Yüksek İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki’nin de yetenekleri saymakla bitmez. Herkes kendisini deprem uzmanı ve inşaat mühendisi olarak biliyor. Ya bilmediğiniz yönleri nelerdir? Ev işlerinde mükemmel, titiz, detaycı. Döğüş ustası, yufkayı kendi elleriyle açabilecek kadar usta bir aşçı. Geleneksel Japon davulunu kendi el marifetiyle yapabilen usta marangoz, zanaatkâr. Sağlıklı beslenmeye özen gösteren ve cilt bakımı hakkında birçok bilgiye sahip biri. Nasıl bu kadar genç gösterdiğinin sırları da bizde saklı. Aynı zamanda O, iyi bir baba ve eş. Bize geçen duygu ise; samimi, içten, inançlı, nezaketli, prensip sahibi kısacası Yoshinori Moriwaki bizden biri.