ŞOK - ABD'yi "Yeniden harika yapacağı" vaatleriyle, göçmen karşıtı politikalarla koltuğu yeniden ele geçiren Başkan Donald Trump'ın İskoçya seyahati gündem oldu.
Dün dört günlüğüne İskoçya'ya giden Trump, burada ailesine ait iki golf sahasını ziyaret etmeyi ve siyaset programına devam etmeyi amaçlıyor. Daha önce açılan Turnberry yakınlarındaki golf sahasını dün ziyaret eden Trump, daha sonra 13 Ağustos'ta açılacak Aberdeenshire'daki golf sahasına geçecek. Yarın da Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen ile buluşacak olan Trump, "transatlantik ticaret ilişkileri ve bunları güçlendirmenin yollarını" tartışacak. Hafta başında Avrupa Birliği Trump'ın ticaret önlemlerine karşı Macaristan hariç misilleme gümrük vergileri listesi onayladı. ABD Başkanı Pazartesi günü de İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile ticaret görüşecek. Beyaz Saray Sözcüsü, İskoçya ziyaretini “çalışma gezisi” olarak tanımladı.
TEPKİ GÖSTERENLER VAR
Trump'ın babası Fred, Alman göçmeni bir ailenin çocuğu. Annesi Mary Anne MacLeod ise İskoçya'dan ABD'ye göç etmiş bir göçmen. Kendisi hatta eşi de göçmen olan Trump'ın göçmen karşıtlığı tuhaf karşılanıyor. Trump, anne tarafından İskoçya bağlantısına vurgu yaptıkça bir golf sahası açıyor. Golf sahalarının İskoçya turizmine ne denli iyi geleceğini söylüyor. Ama birçok İskoç bu reklamı umursamıyor ve Trump'ın ziyaretinde hoş karşılanmadığını söylüyor. İskoç halkı biraz da Trump'ı karşılayanlar ve Trump'a tepki verenler şeklinde ikiye bölünmüş durumda. Trump'ı karşılamak isteyenlerin yanında geçeceği güzergahta bekleyip ellerinde, "Pedofilleri istemiyoruz" (Trump'ın, pedofil milyarder Jeffrey Epstein ile bağına atfen) minvalinde pankartlar taşıyanlar da var.
PAHALIYA MAL OLUYOR
Kel olan İskoç Ulusal Partisi milletvekili Stephen Flynn, Trump'la görüşmeyeceğini, çünkü "saçlarını yıkamakla" meşgul olacağını açıkladı. ABD Başkanı'nın "sorunlarından uzaklaşmak, kaçmak" için İskoçya gibi sakin bir yere kaçtığını iddia edenler de var. 200 kişinin yaşadığı Turnberry, Trump şerefine beş bin polisle renklendi. Bu İskoçya'ya, Kraliçe II. Elizabeth'in ölümünden beri gerçekleştirilen en pahalı güvenlik operasyonuna mal oldu.
