Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözleriyle başlayan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek varlığını sürdüreceğini ve milletin birliğinin önemini vurguladı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milletinin hürriyet meşalesi olduğunu ifade eden Bahçeli, bu ışığın asla sönmeyeceğini, kutlu eserlerin ve emanete sahip çıkmanın vazgeçilmez olduğunu belirtti. Ayrıca, 10 Kasım kapsamında Kocaeli’de camilerde Atatürk’ü anma programlarının düzenlenmesini takdirle karşıladığını açıkladı.

Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın milletle bütünleştiğini, MHP’nin siyasette bağımsız ve güçlü bir duruş sergilediğini dile getirirken, Türkiye’nin her köşesinde ve Azerbaycan başta olmak üzere kardeş devletlerle olan bağların sağlam olduğunu vurguladı.
Karabağ’ın gerçek sahibine kavuştuğunu ve bölgedeki barış atmosferini yakından takip ettiklerini ifade eden Bahçeli, İsrail’in oyunlarına karşı Türkiye’nin güçlü ve aktif bir dış politika yürüttüğünü söyledi. Terörsüz Türkiye hedefini bir kez daha öne çıkaran Bahçeli, milletin birliği, devletin bekası ve Cumhur İttifakı’nın Türk milletinin parlak geleceğinin teminatı olduğunu vurguladı.
Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözüyle idrak ettiği gerçeği vurgulamış, timsali olduğu bu anlayışı en gür sesiyle dile getirmişti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin haysiyetidir; Türk milletinin hürriyet meşalesidir.
Bu meşale sönmeyecek; bir ve müstakil geleceğimizin ışığı olan kutlu eserleri ve emanetleri asla ziyan edilmeyecektir.
‘ŞEYTANLAŞMIŞ ODAKLAR DİLİNİ ATATÜRK'TEN UZAK TUTSUN’
Şeytanlaşmış odaklar dilini Atatürk'ten uzak tutsun.
10 Kasım’da Kocaeli Valiliğinin ve Kocaeli Müftülüğünün almış olduğu karar doğrultusunda, il genelindeki camilerde Atatürk’ü anma programı kapsamında Mevlid-i Şerif okutulmasını takdir ve şükranla karşılıyor, hem valimizi hem de müftümüzü gönülden tebrik ediyorum. Allah kabul ve makbul etsin diyorum.
Vefatının üzerinden 87 yıl geçmiş olmasına rağmen, haksız ve hayatsız saldırılara ısrarla maruz kalan, yalan yanlış iddiaların hedefi haline getirilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, eğer hiç olmasaydı, acaba bugün hangi müstevli bayraklar semalarımızda dalgalanır, ezan yerine kulaklarımız neyi işitirdi?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, dava ve silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle ve hürmetle anıyor; Allah hepsinden razı olsun diyorum.
ÇARPICI ‘CUMHUR İTTİFAKI’ MESAJI
Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyaseti, en başta CHP ve diğer yedekleri gibi icazetli, ipotek altında bir siyaset olarak görülemez. Milliyetçi Hareket Partisi’nin vizyonu da aynı siyasete benzeyen, kısıtlı, kırılgan ve kısa menzilli bir çerçevede tanımlanamaz.
Milletimiz ne diyorsa sözümüz odur. Milletimiz ne istiyorsa dileğimiz aynıdır. Gerçeği bilip susanlar, gerçeği bilmeden konuşanlar kadar tehlikelidir; utanç kaynağıdır.
Bir gerçek vardır ki o da Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın kaderinin, milletimizin kaderi; devletimizin bekası ve istikbalidir. Bizim, onun bunun suçlamalarına kanarak ve sahtekârların oyununa gelerek siyaset yapmamız; aklın ve elli altı yıllık mazimizin inkârıdır. Hamdolsun, biz inkârcı değiliz.
‘CUMHUR İTTİFAKI TÜRK MİLLETİNİN PARLAK GELECEĞİ’
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, Türk milletinin güçlü nefesi, gür sesi, parlak geleceğinin öz hücresidir.
Su olmayan yerde balık avına çıkan; kalplerinde tortulaşan kirli husumeti eylemleriyle saçan çevreler bizimle boy ölçemez, bizimle aşık atamaz, bizim yanımızdan bile geçemez.
Biz Türkiye’nin her yerindeyiz; biz vatanımızın her köşesinde, her noktasındayız.
Nitekim dün itibarıyla, “Hayırlı Günler Komşum” ziyaretleriyle, “Derdin Derdimizdir” temalı sohbet toplantılarını 81 ilimizde, 710 ilçemizde program gerçekleştirdik.
KARABAĞ ZAFERİNE İLİŞKİN
Karabağ 30 yıl işgal altında kalmıştır. Vatan muharebesinden sonra adalet yerini bulmuş; Karabağ, gerçek ve ebedî sahibiyle ayrılmamak üzere birleşmiştir.
Bu vesileyle Azerbaycan halkının 8 Kasım Zafer Gününü, ayrıca 9 Kasım Devlet Bayrağı Gününü yürekten kutluyorum.
Can Azerbaycan’ı ve Büyük Türk Milleti’nin onurlu evlatlarını saygıyla selamlıyorum. Mücadele verirken bir hilal uğruna toprağın koynuna giren aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet; gazilerimize uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.
Azerbaycan ile yolumuz birdir. Bağlarımız çok sağlamdır. Azerbaycan ve Türkiye. Bir milletiz, iki devlet.
‘KAFKASYA'DAKİ BARIŞ VE HUZUR ATOMOSFERİNİ TAKİP EDİYORUZ’
Karabağ’ın yeniden inşa ve icra çalışmalarının hızla devamını; Güney Kafkasya’da yeşeren, giderek gelişen barış, huzur ve istikrar atmosferini yakinen takip ediyoruz. Bundan büyük bahtiyarlık duyuyoruz.
Bilhassa Azerbaycan ile Ermenistan arasında tesis edilen ve barışçıl arayışları üstlenen Washington Mutabakatı’nın, zamanla ön yargıların kilidini açacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede atılan müspet adımların sonuç vereceğine inanıyoruz.
Temennimiz, iki taraflı görüşme ve diyalogların sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi; barış çabalarının kökleşerek bölgeye hakim olmasıdır.
‘İSRAİL'E SERT TEPKİ
İsrail'in bölgedeki oyunlarını, stratejik ve siyasi manevralarını görmediğimizi ya da duymadığımızı hiç kimse zannetmemelidir.
Türkiye, aktif ve çok boyutlu dış politikasıyla; bir yanda bölge ülkeleri klasmanında, diğer yanda küresel devletler arenasında öne çıkmakta ve rol oynamaktadır.
‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ VURGUSU
Terörsüz Türkiye en büyük kozumuzdur. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölge demektir. İyi kılıklı, kötü niyetli kişiler sahiplerine ne yaparsa yapsın, ne derse desin; Terörsüz Türkiye'nin şafağı söndürülemeyecek, yüreklerimizde dikilen fideler yakında meyvesini verecektir.
Bizim Babil türü nasihatçılara karnımız toktur. Terörsüz Türkiye’ye karşı olanlar önce bir itiraf etsinler: Terör bitsin mi, bitmesin mi? Milli Birlik ve Kardeşlik Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılına mühür vurulsun mu, vurulmasın mı?
Küresel ve bölgesel siyaset masasında kartlar yeniden dağıtılırken, biz memnun olup yeni bir millet felaketine imza atmayacağız. İhanet derecesinde gaflete kapılanlar bir açıklasın da öğrenelim. Zekânın sınırları vardır; ama gerizekalılıkta ne eşit ne sınır yoktur.





