Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Batı Anadolu’da son günlerde yaşanan sarsıntılarla ilgili önemli uyarılarda bulundu
Prof. Dr. Sözbilir, Batı Anadolu’nun jeotermal potansiyelinin yüksek olduğuna dikkat çekerek, bu özelliğin deprem sonrası sarsıntıların devam etmesine neden olabildiğini vurguladı. “Faylar deprem üretmeye başladığı zaman jeotermal sistemin varlığı nedeniyle sarsıntılar hemen bitmiyor. Simav ve Sındırgı faylarında da böyle bir durum yaşanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye genelinde 485 aktif fay bulunduğunu, bunların 200’ünün Batı Anadolu’da yer aldığını belirten Sözbilir, “Bu kabuğun içinde 200'e yakın fay belli dönemlerde deprem üretme potansiyeline sahip. Bunların 6 ve 7 büyüklüğünde deprem üretme gücü var. Bu fayların son yüzyılda 8 tanesi kırılmış durumda. Geri kalan fayların tümü kırılmayı bekliyor.” dedi.
Türkiye genelinde 485 aktif fay bulunduğunu, bunların 200’ünün Batı Anadolu’da yer aldığını belirten Sözbilir, “Bu kabuğun içinde 200'e yakın fay belli dönemlerde deprem üretme potansiyeline sahip. Bunların 6 ve 7 büyüklüğünde deprem üretme gücü var. Bu fayların son yüzyılda 8 tanesi kırılmış durumda. Geri kalan fayların tümü kırılmayı bekliyor.” dedi.
Bu bağlamda, Simav Fayı’na dik olarak uzanan Gelenbe Fayı’na da dikkat çeken Sözbilir, bu fayın bir transfer mekanizması gibi çalıştığını belirtti. “Üzerine gelen stresi kendi doğrultusu boyunca kuzeye ya da güneye transfer ediyor. Dolayısıyla kuzeye transfer ederse Balıkesir fayına doğru ilerleyebilir. Güneye transfer ederse bu sefer de Akhisar ve Soma tarafları sıkıntıya girebilir.” dedi.
"İZMİR’DE 40'DAN FAZLA FAYDAN 17'Sİ DİRİ"
İzmir özelinde ise kentteki 40 faydan 17’sinin karada yer aldığını ifade eden Sözbilir, bu fayların her birinin diri fay sınıfında değerlendirildiğini söyledi. İzmir merkezli son büyük depremin 1688 yılında 6,8 büyüklüğünde meydana geldiğini ve yaklaşık 10 bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Sözbilir, “Yaklaşık 337 yıldır bu bölgede yıkıcı deprem olmuyor. 30 Ekim 2020’de Sisam merkezli 6,6 büyüklüğünde bir deprem oldu ama bu, Türkiye kara sularındaki bir faydan kaynaklanmamıştı. Dolayısıyla bizim kendi faylarımız henüz kırılma sınıfına girmiş değil.” dedi.
“TUZLA, GÜLBAHÇE VE SEFERİHİSAR FAYLARI RİSKLİ"
DEÜ olarak yürütülen çalışmalar kapsamında İzmir’deki her bir fayın geçmişte ne zaman deprem ürettiği ve tekrar ne zaman üretme potansiyeline sahip olduğu yönünde veriler toplandığını aktaran Sözbilir, “İzmir genelindeki faylar sismik anlamda aktif.
Özellikle Tuzla Fayı, Gülbahçe Fayı, Seferihisar Fayı gibi fayların önemli ölçüde deprem üretme zamanlarının geldiğini söyleyebiliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Sözbilir, İzmir’in bu verilere göre depreme hazırlıklı hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.