‘Sarah Bernhardt’ adını bana ilk, Mithat Cemal Kuntay, “Üç İstanbul” da söyledi, sonra Nikos Kazancakis ”Zorba” da, ardından Halit Ziya Uşaklıgil “Mai ve Siyah”ta…
Kim bu Sarah Berhardt derken, İşbankası Kültür Yayınları’nın “Dünyaya Yön Verenler” dizisinde biyografisini görünce, Hamdi Askar, Sarah seni çağırıyor, dedim ve okudum. Üstelik bir tarih kitabı titizliği ve başka kaynaklardan da doğrulatmaya çalışarak!
Tekrar aynı soruya döneyim; kim bu Sarah Bernhardt!
Etkileyici fiziği, yeteneğı, olağanüstü çalışkanlığı, çelik gibi iradesiyle, öksüz bir Yahudi kızı ama dünyanın ilk gerçek süperstarı! Fransa’nın itibarlı tiyatrosu Comédie Française’in en dikkat çekici aktrisi olan, sonra kendi tiyatrosunu kuran, boş zamanlarında heykeltıraşlık, ressamlık, yazarlık yapan, yanlış anlaşılmasın heykellerinden –bir rölyefinin fotosunu iliştiriyorum- ve yağlı boya tablolarından da ciddi paralar kazanan biri!
Rolünü daha iyi çıkarabilmek için 4 idam cezası izleyen, tabutta uyuyan, her zaman en az –biri bedenine, öteki cüzdanına hitap eden- iki sevgilisi olan, 5 kez İstanbul’a gelen, Sultan Abdülhamit’ten ihsanlar alan, Alexandre Dumas’nın uğruna “Kamelyalı Kadın”ı, Oscar Wilde’ın “Salome” yi yazdığı, Victor Hugo’dan çocuk aldıran, Avrupa’ya, ABD’ye, Rusya’ya defalarca turneler -o dönemin koşullarını düşünün- yapan, bir bacağını yitirmesine karşın 10 yıl boyunca sahneye çıkmaya devam eden, cenazesine bir milyonu aşkın kişinin katıldığı biri…
Sadece seyircisini esir eden müthiş oyunculuğuyla ve erkekleri bağlayan baskın kişiliğiyle değil, aklına estiği gibi yaşamasıyla, aşk skandallarıyla ve geniş çevresiyle de her zaman kendinden söz ettiren, dönemin entellektüellerinin adeta içinden geçen, sahnede yüzden fazla karakter canlandıran, hem Ophelia’yı hem de Hamlet’i oynama başarısını gösteren biri…
Victor Hugo’nun, “Hizmetkarınızım, madam!”, Oscar Wilde’ın, "Sarah Bernhardt’ın bir benzeri yoktur. Bütün zekâsını, bütün içgüdülerini ve deneyimlerinden edindiği sahne bilgisini rolüne katar", Mark Twain’in ”Beş tür aktris vardır: Kötü aktris, ortalama aktris, iyi aktris, büyük aktris ve Sarah Bernhardt", D.H. Lawrence’ın, “Sarah’ı izlemeye gidecekseniz dikkatli olun!” Sigmound Freud’un, “İlginç bir varlık: Yaşamında da sahnedekinden farklı davranmasına gerek kalmadığını düşünebiliyorum” dediği ve Marcel Proust’un “Kayıp Zamanın İzinde”ki Berma karakteriyle ölümsüzleştirdiği biri… Mutlaka okunmalı…
Son olarak; bizim “Eyüplü” Pierre Loti’nin ne denli bir sapık –biliyordum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum- olduğunu bu kitaptan öğrenmek de benim için büyük bir sürpriz oldu!!!
Ve kitaptan; “Severken sevilmemeniz ürkütücü bir felaket, ancak siz artık sevmezken tutkuyla sevilmek ise daha büyük bir felakettir!”