Fenerbahçe taraftarı, dün gece Nice karşısında sahada uzun zamandır özlemini duyduğu bir manzarayı izledi: Birlikte hareket eden, tek yürek olmuş bir takım.
Domenico Tedesco'nun Fenerbahçe'si, Antalyaspor maçını kazandı, ama bu galibiyet, taraftarın yüreğine su serpmekten öteye geçemedi.
Uluslararası ilişkilerde adaletin sesi her zaman güçlünün sesiyle yankılanmaz. Bazen bu ses, zulme karşı çıkan devletlerin kolektif iradesinden de doğar.
Alanyaspor, sahaya çıktığı andan itibaren net bir stratejiyle oynadı: savunmaya yaslanmak, disiplini korumak ve kontrollere çıkmak. Fenerbahçe ise bu organize savunma karşısında adeta bocaladı.
Dün gece Şükrü Saraçoğlu'nda oynanan Fenerbahçe - Trabzonspor maçı, sadece üç puanın değil, aynı zamanda yeni bir dönemin ilk ipuçlarının da sahnesi oldu.
Türk Milli Takımı’nın sahada kurduğu savunma düzeni, rakibe nefes aldırmayan, dayanılmaz bir baskıydı.
Konya'da oynanan maç, sadece bir yenilgi değil, aynı zamanda futbol anlayışındaki uçurumu bir kez daha gözler önüne serdi.
Tiflis'teki zorlu sahadan galibiyetle çıkmak, turnuva hedefi olan her takım için olmazsa olmazdı. Türkiye Milli Takımı da bunu başardı.
Galatasaray, transfer dönemini adeta bir blokbuster film gibi yaşattı. Osimhen, Sane,İcardi, Davinson Sánchez gibi dünya yıldızlarını kadrosuna katan sarı-kırmızılı ekip, yalnızca Süper Lig’e değil,...
Dün gece Şampiyonlar Ligi’nde yaşananlar, Fenerbahçe taraftarını derinden etkileyen bir tablo ortaya koydu. Peki, teknik ve taktik unsurların ötesinde, asıl mesele neydi?
Galatasaray, deplasman zorluğunu bir kez daha tecrübeye dönüştürdü. Kayserispor karşısında alınan galibiyet, sadece puan hanesine yazılan bir sonuç değil; aynı zamanda sezonun uzun maratonunda kritik...
1998'de otellerin bodrum katlarında başlayan hikâye, şimdi cebimizde devam ediyor. Devlet harekete geçti ama bu mücadele hepimizin.
Bu bağlantı sizi https://www.sokgazetesi.com.tr dışındaki bir siteye yönlendiriyor.