Konya'da oynanan maç, sadece bir yenilgi değil, aynı zamanda futbol anlayışındaki uçurumu bir kez daha gözler önüne serdi.
İspanya, sahadayken adeta bir satranç ustası gibi düşünüyor, paslarla ördüğü ağ içinde rakibini nefessiz bırakıyor. Top onların ayaklarında bir enstrümana dönüşüyor; geriye, yana, ileriye… Her pas, bir sonraki hamlenin habercisi. Bizimse topa ulaşmak için çırpınışımız, bir arının bal toplama telaşına benziyordu, ancak sonuç itibarıyla kovan boş kaldı.
İspanya'nın oyun disiplini ve teknik üstünlüğü o kadar belirgindi ki, "taktik faul" yapma şansı bile tanımadı bize. Faul sayımızın ilk yarıda sadece üç olması, aslında onların oyun hakimiyetinin bir göstergesi. Rakip, topu kaybetmemek için o kadar iyi bir sisteme sahip ki, müdahale etmek için fırsat dahi bulamıyorsunuz. Bu, bir maçtan çok daha fazlası; bir futbol felsefesinin, bir neslin emeğinin ve sistematik bir çalışmanın zaferi.
İspanya'nın genç yıldızları Yamal, Nico Williams ve Pedri, sahada adeta Barcelona'nın 2011 versiyonunu hatırlattı. Top onların ayaklarında dans ederken, Xavi ve Iniesta'nın ruhunu hissetmemek mümkün değildi. Bu kadar genç yaşta bu kadar olgun bir oyun kurgulamak, İspanyol futbolunun alt yapıdaki başarısının bir sonucu. Onlar sadece topu çevirmiyor; sanat eseri yaratıyorlar. Ve eğer bu performanslarını sürdürürlerse, önümüzdeki yaz Amerika'daki Dünya Kupası'nda finalde Messi ile Yamal'ı karşı karşıya görmek işten bile değil.
Peki ya biz? Bu maçtan sonra gruptaki gerçekçi hedefimizin ikincilik olduğu su götürmez bir gerçek. İspanya gibi bir devle aynı grupta olmak şanssızlık olabilir, ancak asıl mesele diğer rakiplere karşı alınacak sonuçlar. Artık odak noktamız, Mart ayında oynanacak play-off maçlarına hak kazanmak. Grup ikincisi olabilirsek, Dünya Kupası'na giden yolda bir şans daha elde edeceğiz.
Bu süreçte, İspanya'dan alınacak dersler olduğu kesin. Pas doğruluğu, oyun disiplini, pozisyon bilinci ve teknik alt yapı… Tüm bu başlıkları masaya yatırmak zorundayız. Futbolumuzu yeniden düşünmek, genç yeteneklere yatırım yapmak ve uzun vadeli bir planlama ile bu açığı kapatmak mümkün olabilir.
Konya'daki maç bir uyanış calışması olmalı. Hayal kırıklığıyla değil, dersle ayrılmalıyız sahadan. Çünkü futbol sadece skorlardan ibaret değil; aynı zamanda bir vizyon meselesidir. İspanya bunu gösterdi. Şimdi sıra bizde.