Dün gece Şükrü Saraçoğlu'nda oynanan Fenerbahçe - Trabzonspor maçı, sadece üç puanın değil, aynı zamanda yeni bir dönemin ilk ipuçlarının da sahnesi oldu.
Domenico Tedesco, belki de en zor koşullarda, 70 dakika boyunca 10 kişiye karşı oynayan bir takıma nasıl şekil vereceğini göstermek zorunda kaldı. Ve gösterdi de. Ancak ortaya çıkan tablo, zaferin sevincinin hemen ardından düşündürücü soruları da beraberinde getirdi.
Maçın en net çıkarımı şu: Tedesco bir analiz ve müdahale ustası. Gelir gelmez takımın en kronik sorunlarından birine, etkisiz kornerlere ameliyat masasını yatırmış. Dün gece kornerler ve frikikler artık umuda kapılıp ortalığa çıkan topa vuruşlar değil, belli bir plan dahilinde pasla açılan, oyunu yeniden kurgulayan pozisyonlardı. Bu küçük ama anlamlı detay, teknik heyetin işine ne kadar hakim olduğunun ve sahaya yansıtabildiğinin somut kanıtı.
Ancak asıl dikkat çeken, Tedesco'nun oyuncuları konumlandırma biçimi oldu. Sebastian Szymanski ve Kerem Aktürkoğlu gibi geleneksel olarak taç çizgisine yakın oynamaya alışkın kanat oyuncularını, iç koridorlara, adeta birer "iç forvet" gibi oynattı. Bu taktiğin meyvesi anında alındı: Szymanski, ceza sahası içinde tam 13 kez topla buluşarak takımın en etkili oyuncusu oldu. Bu, Tedesco'nun oyuncuların yeteneklerini alışılagelmiş kalıpların dışında kullanma cesaretini gösteriyor.
Fakat buradaki çelişki, takımın bu cesur stratejiye rağmen ciddi bir üretkenlik sıkıntısı yaşamasıydı. Rakip 20. dakikadan itibaren 10 kişi kalmış olmasına rağmen, Fenerbahçe'nin uzun süreli baskısı ve yüksek presi, yeterince net pozisyona dönüşemedi. Sahada hâlâ bir uyum sorunu vardı. Nerede Fred'in oyun kurucu etkisi? Nerede İrfan Can Kahveci'nin beklenen yaratıcılığı? Bu sorular, zaferin gölgesinde cevap bekliyor.
Tedesco'nun felsefesi ilk maçta bile belli oldu: Ön alanda agresif bir pres, yüksek tempo ve fiziksel gücü ön planda tutan bir kadro anlayışı. İsmail Yüksek'in çıkıp yerine Bartuğ Elmaz'ın girmesi de bu fiziksel dayanıklılık arayışının bir parçasıydı.
Sonuç olarak, Domenico Tedesco'dan ilk ders niteliğindeki bu maç, Fenerbahçe'nin üç puanla uyandığı bir rüya gibiydi. Ancak uyanınca, rüyanın detaylarının biraz flu olduğunu fark ettik. Tedesco, takımın sorunlarını tespit etme ve onlara müdahale etme konusunda iddialı. Fakat şimdi sıra, bu müdahaleleri, 90 dakika boyunca yaratıcı, etkili ve sürdürülebilir bir oyuna dönüştürmekte. Zafer kazanmanın yollarını gösterdi; sıra futbolla tatmin etmenin yollarını göstermekte.