Bazı hayatlar yalnızca yaşanmaz, aynı zamanda ilham verir. Haldun Dormen’in yaşam öyküsü de tam olarak böyle.

“Yaparsın Şekerim” belgeselinin daha ilk dakikalarında, onun tiyatroya adadığı ömrünün ne kadar sıra dışı olduğu hemen anlaşılıyor. Ama beni en çok etkileyen şey, Dormen’in henüz 20 yaşındayken yazdığı o mektuptaki cümle oldu: “Sevdiğim bir meslek için kimsede bulunamayacak kadar çok enerjim var.”

Bugün 95 yaşında olan Dormen’in, hayatı boyunca bu cümleyi doğrularcasına yaşaması, belgeseli izlerken hayranlığımı katbekat artırdı. Genç yaşında Yale’de tiyatro eğitimi almak için yola çıkarken gösterdiği kararlılık, aslında tüm hayatının bir özeti gibi. O, sadece sahnede parlayan bir isim değil, aynı zamanda tiyatroya olan tutkusuyla etrafındakilere ışık saçan bir figür.

Belgeseli izlerken fark ettiğim en güçlü şeylerden biri, Dormen’in yalnızca başarılarıyla değil, bakış açısıyla da ilham vermesi oldu. Pes etmeyen, enerjisini hep yeni projelere, yeni oyunlara, yeni insanlara aktaran bir sanatçıdan söz ediyoruz. Herkesin hayran olduğu, usta olarak gördüğü isimlerin bile onun dokunuşuyla nasıl parladığını görmek, Dormen’in ne kadar özel bir figür olduğunu kanıtlıyor.

Belgeselin yönetmeni Selçuk Metin ve senaryosunu yazan Zeynep Miraç, gerçekten harika bir iş çıkarmış. Uzun yıllara yayılan bir kariyeri anlatırken sıkmadan, izleyiciyi içine çeken bir anlatım kurmayı başarmışlar. Kurgusu, görselliği, röportajların samimiyeti derken, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Dormen’in hayat mottosu belgeselin adında da kendini gösteriyor: “Yaparsın şekerim!” O, yalnızca kendisi için değil, dokunduğu herkes için bunu söyledi ve gerçekten de yaptı. Tiyatroya yıllarını adamış, sayısız sanatçının yetişmesine katkı sağlamış, enerjisini hiç kaybetmemiş bir ustanın hikâyesini izlemek isteyenler kaçırmasın…