Ana akım medyayı öldürüp, insanların bilgi alma özgürlüklerini sadece sosyal medya hesapları üzerine bırakmak insanlık tarihi için büyük bir dönüm noktası olabilir.
Size çok basit bir örnek vereyim...
Güney Amerika ülkesi Şili'de bir dini gruba mensup (Evanjelikler) insanlar arasında, bir dini grup zinciri var. Burada insanlar birbilerine dini konuşmalar görüşmeler atıyor.
Bu grupta bir paylaşım yapıldı. Aynı şöye diyor:
"Türkiye''nin çok büyük bir şehrinde, çok büyük bir meydanında 15 misyoner, sadece Hıristiyanlığı yaydıkları için kafaları kesilip kanları akıtılarak şehit edildiler."
Bu salavat zincirine üye dindarlar bunu okuyunca, Türkiye'ye lanetler ettiler. Belalar okudular.
Bu zincirdeki insanlardan birisi de bana (Türkiye'ye daha sonra tatile geldi) bunu gösterdi. Basit sorular sordum.
1 Hangi büyük şehir.
2 Hangi büyük meydan.
3 Hangi 15 kişi.
Herkesin elinde kameralı cep telefonu olan bir dönemde böyle bir görüntünün çekilmemesi milyonlarca kişinin sosyal medyadan paylaşmaması imkanı var mı?
İşin kötüsü ise bu insanlar da bunların olmayacağını bilmelerine rağmen inanıyorlar. İnanmak istiyorlar. İlginci ise bu insanları bunlara inandıranların sosyal medya hesaplarında yüzbinlerce takipçisi olması. Hatta bu yalanı yayın kadın Şili'de bir doktor. Hem de ABD ve Avrupa (kendi deyimiyle) dahil pek çok ülkede konferans vermiş bir ilim insanı.