Arda Turan’ın iki röportajda tekrarladığı tavır, sosyal medyada gündem oldu. Kimileri saygı dedi, kimileri profesyonellikten uzak bir kaçış olarak gördü. Eleştiriler sonrası gelen üçüncü röportaj ise algıyı değiştirmedi.

Mikrofon uzatılıyor, kameralar kayıtta… Arda Turan başını kaldırmıyor. Karşısında sorularını yönelten genç bir kadın muhabir var. Güzel, dikkat çekici, kendinden emin. Ama Arda, hem bu röportajda hem de bir önceki maç sonrası verdiği röportajda gözlerini yere dikiyor, tek an bile göz teması kurmuyor.

Eleştirilerin ardından gelen üçüncü röportajda ise bu kez kısmen yüzüne bakmaya çalışıyor. Arada gözlerini kaldırdı, bir yukarı bir aşağı bakarak konuştu. Ancak bu “bakış” anları, ilk iki röportajdaki bakmama tavrının yarattığı algıyı değiştirmedi. Çünkü artık bu hareket, spontane bir refleks değil, tepkiler sonrası gelen kontrollü bir jest olarak görülüyordu.

FREUD’UN SÖZÜ VE BAKIŞLARIN ANLATTIKLARI

Sosyal medyada bu görüntüler hızla yayıldı. Bazıları Arda’yı alkışladı, bu tavrı eşine bağlılık ve mahremiyet olarak yorumladı. Ama iş o kadar basit değil. Freud’a atfedilen bir söz vardır: “Nereye bakmıyorsan, orada mutlaka ilgini çeken bir şey vardır.” Burada olan tam da buydu.

Orası profesyonel bir ortam. Karşında kim olursa olsun — güzel bir kadın, sıradan bir insan ya da bir erkek fark etmez — görevin o işi hakkıyla yapmak. Eğer karşısınndaki kişi bir erkek olsaydı, ona gözlerinin içine bakarak konuşabilecekti. Ya da ortalama özelliklerde bir kadın olsaydı, bu denli bir bakmama çabası içine girmeyecekti.

YANLIŞ ANLAŞILMAMAK İSTERKEN YANLIŞ MESAJ

Bazen, “yanlış anlaşılmamak” için atılan adımlar, tam tersine yanlış mesaj verir. Arda’nın yaptığı da buydu. İyi bir izlenim bırakmaya çalışırken, farkında olmadan kötü bir tablo çizdi. Üstelik olay bununla bitmedi.

Röportajlardan sonra Arda, muhabiri sosyal medyada takip etmeye başladı. Eşi de takip etti. Ardından Arda, muhabirin bir paylaşımını beğendi. Normalde yüz yüze bakmadığın birinin, sosyal medyada fotoğrafını beğeniyorsun… Bu, “bizim aramızda sorun yok” mesajı vermeye çalışmak olabilir ama aslında tam tersi, daha garip ve acınası bir görüntü ortaya koyuyor. Çünkü bu, özel hayatın ve evlilik dinamiklerinin iş hayatındaki tavırlarına ne kadar sirayet ettiğinin göstergesi.

BAKIŞLARDAKİ GERÇEK

Profesyonellik, sadece sahada taktik vermek ya da basın toplantısında doğru kelimeleri seçmek değildir. Profesyonellik, işini yaparken zihnini, beden dilini ve özel hayatını kontrol edebilmektir. Arda Turan’ın bu röportajlarda verdiği görüntü ise ne profesyonel ne de özgüvenli bir duruştu. Ve en ilginci, farkında olmadan söylediği şey, ağzından çıkan hiçbir cümlede değildi; gözlerini sakladığı yerdeydi.