İlkeli Söz; Sevmek çok güzel ama rastlarsan erbabına...

Hepimiz şiddete karşıyız. Her ne sebeple olursa olsun şiddeti kabul edemez, savunamayız. 

Şiddetin tanımını yaparken sadece fiziksel olduğunu zannedenlerin yanıldığını ispat eden bir araştırma yapıldı. 
Hakaret içerikli sözler işitenlerin beyin dalgalarını ölçerek yapılan bu araştırmaya göre; Hakarete uğramak, beyinde 'tokat etkisi' yaratıyor.

‘Hollandalı dil araştırmacısı Marijn Struiksma ve meslektaşlarının yürüttüğü bir çalışmaya göre; hakaret içerikli sözlere maruz kalmak, beyinde daha fazla aktiviteye neden oluyor. Yapılan çalışmada; beynin hakaretlere, iltifatlara veya nötr sözlere nasıl tepki verdiğine odaklanıldı. İlk olarak, araştırmaya kaydolan 79 kadın gönüllünün kafa derisine elektrotlar yerleştirildi. Daha sonra katılımcılar, hayali bir erkek tarafından hakaretlere maruz bırakıldı.

Independent Türkçe'nin aktardığına göre; hakaret içerikli sözlerin katılımcıların zihinleri üzerindeki etkisi, beyindeki elektriksel aktivitenin ölçülmesiyle değerlendirildi. Benzer şekilde tam tersi olarak katılımcıların iltifatlar karşısındaki beyin aktivitesi de elektrotlar aracılığıyla ölçüldü.

Ağır sözlerin, beyinde 'tokat etkisi' yarattığı ortaya çıktı.

Bilimsel dergi Frontiers in Communication'da yayımlanan burgular, hakaretlerin beyin aktivitesinde iltifatlardan daha büyük bir hareketlilik yarattığını ortaya koydu.

Hakaret karşısında beyin aktiviteleri son derece hızlı ortaya çıktığından, araştırmacılar ağır sözlerin beyinde 'tokat etkisi yarattığını' ifade etti.

Hakaretin kime yöneltildiği ise dinleyicilerin beyninin ön kısmında meydana gelen bu aktivitede değişikliğe neden olmadı. Ayrıca saldırgan ifadeler, ne sıklıkla duyulduklarına bakılmaksızın, deney boyunca beynin dikkatini çekmeye devam etti.

Beyin, iltifatlara da elektriksel düzeyde istikrarlı bir tepki verildiği gözlemlendi. 

Araştırma ekibi, beynin iltifatlara da en azından elektriksel düzeyde istikrarlı bir tepki verdiğini tespit etti.

Deneyde olumlu ifadeler, daha küçük beyin dalgalarını aktifleştirdi. Ancak araştırmacıların beklediğinin aksine bunlar zamanla azalmadı ve bir çeşit doygunluğa ulaştı.

Bulgular, beynin olumsuz olaylara, olumlu deneyimlerden daha fazla odaklanmasının en önemli nedenlerinden birini gözler önüne seriyor.

Öte yandan araştırma ekibi, deneyin çok küçük bir kitle üzerinde yapıldığını ve katılımcıların tamamının kadınlardan oluştuğunu vurguladı. Bu da elde edilen sonuçların ileri araştırmalarla desteklenmesi gerektiği anlamına geliyor’. Devamı gelecek bir çalışma da olsa, ilk etapta yapılan araştırma küçük bir grup arasında da yapılmış olsa dikkat çeken, bulgular. Yani şiddet hep söylediğimiz gibi sadece fiziksel değil, duygusal şiddet diye bir şey de var ve işte bu araştırma da duygusal şiddetin hem varlığının ispatı hem de detaylı bir tanımı. Bu durumda cezalar düzenlenirken ve verilirken kesinlikle duygusal şiddetin de varlığı gözetilerek verilmesi şart.