Çatalca CHP ilçe binasına çıkmak için asansöre binilir. Yanına 20’li yaşlarda bir genç gelir. Arkadaş beşe basar, ben dörde. Asansör çalışır ve durur. Geçmiş olsun, elektrikler kesilir. Ben panik, delikanlı benden panik. Esnaflardan bir arkadaş gelir.
- İçeride birileri var mı?
- Var. Çabuk çıkarın bizi buradan
- Elektrikler gelince çıkarsınız, şimdi 10 dakikaya gelir.
- Hadi ya... Yandık! Ya gelmezse?
- Gelir, gelir merak etme abla.
- Kapıyı kapatma! Karanlık oluyor.
- Bu aradan çıkaralım mı sizi abla?
-Yok ya elektrikler gelirse, biz arada sıkışırsak olmaz yemezler... Tırstık vallahi.
- Ben sizi böyle bekleyemem, kapının önüne bir şey koyuyorum. Elektrikler gelince çıkarsınız...
- Hadi ya. Ne yapacağız? Kaç dakikaya gelir? Kafada deli sorular.
Oradan geçen amcalar, merak eder sorar.
- Ne işiniz var orada? Ne yapıyorsunuz?
- Tren bekliyoruz amca, tren...
CHP ilçeden Sıla ve abla gelir. “Geçmiş olsun, su getireyim mi? Çay getirelim mi?”
Bu arada biz de korku falan kalmadı. Arkadaşla koyu bir muhabbet içerisine girilir. Telefonla fotoğraf çekilir. Selfie yapılır. Anısı kalsın dedik ama bir türlü çekilen pozları beğenmedik. “Bu güzel değil kardeş” – “Abla ya burada ben kötü çıkmışım.”
Bu arada 45 dakika geçer. Bir anda ben de şimşek çakar, Aaa kardeşimi arayım ( kendileri itfaiyeci olurda)
- İlker biz asansörde kaldık, itfaiyeci çağır bize. ( Kendileri izin gününde) Kardeş yanımıza gelir, itfaiye aranır. Acımadan bize güler.
- Şimdi arkadaşlar geliyor, merak etmeyin.
Arada annem arar.
-Neredesin?
- Çatalca’da, asansörde kaldık.
Anneden cevap
- Kaçta gelirsin? Erken mi geç mi?
Eh anne, ne deyim ben sana. “Hele bir buradan kurtulayım anne, sonrasına bakarız.”
Bu arada kahramanlar gelir. “Siz mi kaldınız, bekleyin, kapıdan uzak durun. Kurtaracağız sizi.” 2 dakika sonra özgürüz artık.
Arkadaş fotoğrafları cebime yollar. Face amcada yayınlanır. Bir tane de İtfaiyeci kardeşe. Hatıra olsun diye değil, kayda geçmek için.