26 yıldır yanımızda olmayışının acısı hala ilk gün gibi..
Ne kadar çaba harcasak da dayanamayıp hüzünleniyoruz.
Seni çok özledik babam.
Senin sevginden, şefkatinden yoksun, zorlu ve acımasız geçip giden 26 yıl.
Evet, tam yirmi altı yıl önce yitirdik seni.
Ayrılıkların en dayanılmazıydı gidişin..
Zaman geçer.
Önce aylar, sonra yıllar.
Özlersin, sızlar yüreğinin sol köşesi.
Anlatmak istersin özlemini tüm dünyaya.
Belki de o özlemi anlatacak kelimeler tıpkı Orhan Veli’nin dediği gibi ‘kifayetsiz ‘ kalır cümlende.
Düğüm olur sonra yutkunursun geçsin diye,
geçmez o düğüm .
Ve sonra özlem akar gözlerimizden...
Sensizlik dağsızlık, güneşsizlik ve güvensizlikmiş babam .
Varlığın ki sırtımızı yaslayacağımız dağdı.
Varlığın ki yolumuzun aydınlanacağı güneşti.
Seni kaybettiğimiz güne kadar
hep bize bir okul oldun.
Sen, bizim okuyup bitiremediğimiz yaşam kılavuzumuz, mezun olamadığımız mektebimizdin baba.
Umarım sana, senin kalbine göre evlatlar olabilmişizdir.
Şimdi aç kollarını, sar bizi.
Melekler kucaklasın bizim yerimize seni..