Her yıl 10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günüdür.

Saat tam 09.05’te sirenler çalar, hayat bir anlığına durur ve milyonlarca insan, bu büyük lideri saygı, minnet ve özlemle hatırlar. 1938 yılında, Dolmabahçe Sarayı’nda hayata veda eden Atatürk, sadece bir komutan veya devlet adamı değildi o, bir ulusu küllerinden yeniden doğuran, modern Türkiye’nin mimarıydı. Bu makale, Atatürk’ü anarken onun mirasını, mücadelelerini ve bıraktığı izleri hatırlatmayı amaçlıyor.
Kurtuluş Savaşı’nın Önderi
Mustafa Kemal Atatürk, 1881’de Selanik’te doğdu. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş yıllarında askeri eğitim aldı ve Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde gösterdiği kahramanlıkla tanındı. Ancak asıl destanı, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı Kurtuluş Savaşı’ydı. İşgal altındaki vatanı kurtarmak için Anadolu’da kongreler topladı, TBMM’yi açtı ve düzenli orduyu kurdu. Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz gibi zaferlerle, 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtuluşunu müjdeledi.
Atatürk’ün askeri dehası, stratejik zekasıyla birleşti. “Ya istiklal ya ölüm!” sloganı, ulusal direnişin ruhunu yansıttı. O, sadece silahla değil, fikirle de savaştı. Emperyalist güçlere karşı verdiği mücadele, bağımsızlık ateşimizi yaktı ve bugün hâlâ ilham kaynağı oluyor.
Cumhuriyet’in Kurucusu ve Reformları
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan eden Atatürk, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesiyle demokrasinin temelini attı. Saltanatı kaldırdı, hilafeti sona erdirdi ve laikliği devletin temel taşı yaptı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdi (1934), medeni kanunla eşitliği sağladı. Eğitimde devrim yaptı: Harf inkılabı ile okuryazarlık oranını artırdı, üniversiteler kurdu, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitimi birleştirdi.
Ekonomide İzmir İktisat Kongresi’yle yerli sanayiyi teşvik etti. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesiyle barışçı bir dış politika izledi. Atatürk, geri kalmış bir imparatorluktan modern bir cumhuriyet yaratırken, akıl ve bilimi rehber edindi. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, onun felsefesinin özetiydi.
Ebedi Miras: Gençliğe Hitabe
Atatürk’ün en dokunaklı vasiyeti, Gençliğe Hitabe’sidir. 20. Bursa Nutku’nda gençlere seslenerek, cumhuriyeti koruma görevini verdi: “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Bu sözler, her 10 Kasım’da yeniden yankılanır. O, ölümüyle bile bize yol gösteriyor.
Atatürk, emperyalizme karşı bağımsızlık, cehalete karşı aydınlanma, gericiliğe karşı ilerleme mücadelesi verdi. Onun ilkeleri – cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, inkılapçılık – Anayasa’mızın temelinde yer alır.
Sonsöz: Minnetle Anıyoruz
10 Kasım, yas değil, Atatürk’ü anlama ve onun ideallerini yaşatma günüdür. Bugün, sirenler sustuğunda, onun devrimlerini sürdürmek bizim sorumluluğumuz. O, “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demişti. Bu cumhuriyeti korumak, en büyük minnetimiz olmalı.
Atatürk’ü saygı, özlem ve kararlılıkla anıyoruz. Ruhun şad olsun, Ulu Önder!