Osmanlı şehnâmecisi ve tarihçisi Seyyid Lokmân’ın 1299-1595 yılları arasındaki Osmanlı tarihini kapsayan Zübdetü’t-Tevârîh isimli eseri tarafımdan hazırlanarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Yazma Eserler Kurumu tarafından bastırıldı.

Bu makalemde sizlere Osmanlı tarihi ile ilgili bu son çalışmam hakkında bilgi sunmak istiyorum.

Tarih sahasında kaleme aldığı eserlerle tanınan Seyyid Lokmân (ö. 1601’den sonra), Sultan II. Selim devrinde başladığı şehnâmecilik görevini 26 sene boyunca sürdürmüştür. Farsça manzum şehnâme yazımına ilave olarak geçmiş padişahlar zamanındaki olayların özet olarak yazılmakta olduğu Topkapı Saray Kütüphanesi’nde bulunan ve esas adı Zübdetü’t-Tevârîh olan Tûmâr-ı Hümâyûn’a bırakıldığı yerden devam etmesi emredilmiştir. Bu emir üzerine Seyyid Lokmân, vuku bulan olayları Tûmâr-ı Hümâyûn’a ilave etmeye başlamıştır. Bu ilaveleri temize çektiği bir nüshayı Sultan III. Murad’ın şehzadeliğinden beri hocası olan meşhur tarihçi Hoca Sâdeddin Efendi görerek beğendiğini ifade etmiş ve bir nüsha da kendisi için talep etmiştir. Hoca Sâdeddin Efendi’ye sunduğu ve Tûmâr-ı Hümâyûn’daki nesebnâme bölümünün son derece özet olarak yer aldığı bu nüshaya Seyyid Lokmân, Mücmelü’t-Tûmâr adını vermiştir.

MİNYATÜRLÜ NÜSHALAR

Seyyid Lokmân daha sonra, nesebnâme bölümü de dâhil olmak üzere Tûmâr-ı Hümâyûn’un kitap formundaki versiyonlarını hazırlatmış, bunlara saray nakkaşhanesinde yaptırdığı çok sayıda minyatürü ilave etmiş ve bu nüshaları Sultan III. Murad, Veziriazam Siyavuş Paşa ve Dârüssaâde Ağası Mehmed Ağa’ya sunmuştur. Tûmâr-ı Hümâyûn gibi bu nüshalar da yine Zübdetü’t-Tevârîh ismini taşımaktadır. Sanat değeri yüksek, göz alıcı minyatürleri sebebiyle bu üç nüsha, daha çok sanat tarihçilerinin dikkatini çekmiş ve bugüne kadar söz konusu yazmalar üzerine sadece bu bağlamda çalışmalar yapılmıştır. Bu nüshaların biri Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde, biri Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde, diğeri de Dublin’deki Chester Beatty Müzesi’ndedir.

TOMAR ŞEKLİNDEKİ NÜSHA

Bahsettiğim bu üç adet minyatürlü nüsha ile Mücmelü’t-Tûmâr isimli minyatür bulunmayan iki adet nüshaya kaynaklık eden asıl nüsha Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki Tûmâr-ı Hümâyûn denilen tomar yani rulo şeklindeki nüshadır. 79 cm enindeki bu tomarın boyu 31 metredir. Seyyid Lokmân’dan önce kaleme alınmış ilk bölümünde, kozmografya ve coğrafya bilgileri, insanın yaratılışı, Hz. Âdem’den başlayarak diğer peygamberler, dört halife, on iki imam ve diğer halifeler, dört mezhep imamı, Emevîler, Abbâsîler ve diğer İslam devletlerinin hükümdarları, Cengiz ve Timur sülalesi ve Selçuklular ve şecereleri yer alır. Osmanlı tarihi ise rulonun 15’inci metresi civarında başlamaktadır.

LOKMÂN NERESİNDE BAŞLADI?

Seyyid Lokmân’ın tomardaki Osmanlı tarihine hangi tarihten itibaren devam ettiği hususu, Mücmelü’t-Tûmâr isimli minyatürsüz nüshalardan birinde kayıtlı bir bilgiden yola çıkılarak tarafımdan tespit edilmiştir. Buna göre Kanûnî’nin son yedi yılı ile II. Selim ve III. Murad dönemlerinin tamamını kapsayan, Osmanlı tarihinin vekâyinâme üslubuyla yazılmış 35 yıllık bölümü Seyyid Lokmân’ın bizzat kendi kaleminden çıkmıştır.

26 sene süreyle sarayda görevli olması sebebiyle pek çok olaya bizzat şahitlik etmiş olan Seyyid Lokmân’ın bu mühim eserinde, dönemin önemli hadiseleri neredeyse gün gün ayrıntılı bir şekilde tam bir vekâyinâme tarzıyla anlatılır. Bugüne kadar bir bütün olarak üzerinde çalışılmayan bu kıymetli kroniğin, üç senelik bir çalışmayla ortaya çıkarılan inceleme bölümü ile eldeki altı adet nüsha üzerinden tesis edilen tenkitli metninin tarih araştırmacılarına iyi bir kaynak olacağı kanaatindeyiz.