19 Mayıs kutlu olsun. Ama soralım kendimize: Gençliğe emanet edilen bu Cumhuriyet’te, gençler gerçekten kendini emanet edilmiş hissediyor mu?
Bugün 19 Mayıs.
Atatürk’ün, “Benim doğum günüm” dediği,
Bir ulusun küllerinden doğduğu,
Bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne başladığı gündür.
Bugün, Samsun’a atılan bir adımın,
Tarihi değiştiren cesaretin,
Ve bir millete, gençliğe bırakılan bir vasiyetin yıldönümüdür.
Kutlu olsun.
Ama şimdi durup bir düşünelim…
Gerçekten neyi kutluyoruz?
Atatürk, bu bayramı gençliğe armağan etti.
Çünkü inandı.
Gençlik, bu ülkenin yarını değil; bugünüydü onun gözünde.
Ama bugün…
Üniversite bitiren genç işsiz,
Liseyi bitiren genç umutsuz,
Sınava hazırlanan genç yorgun.
Hayal kurmaktan korkan, hesap yapmadan yaşayamayan bir kuşakla karşı karşıyayız.
Sor bakalım bir gence, “19 Mayıs senin için ne demek?”
“Resmi tatil hocam,” diyor.
Kutlamaları iptal edilen, stadyumdan alınan,
Sembolik bir iki çelenkle geçiştirilen bir bayram haline getirildi bu gün.
Çünkü gerçek kutlama;
Gençliğe alan açmakla olur.
Gençliğe güven vermekle olur.
Gençliğe hayal kurdurmakla olur.
Şimdi gençler neyi kutluyor?
Pasaport almanın lüks olduğu,
Vize başvurusunda “geri döneceği”ne inandırmak zorunda kalan bir düzende
gençlik nasıl umut taşısın?
“Bu ülkede kalırsam ne olacağım?” sorusundan önce,
“Bu ülkede kalırsam yaşayabilir miyim?” diye soran bir kuşak var artık.
Yıllar önce Samsun’a çıkan o genç subayın inandığı o gençlik,
bugün yurt dışında bir yaşam kurma hayali kuruyor.
Atatürk, gençliğe bir Nutuk bıraktı.
Ama biz ne verdik?
Torpilli mülakatlar mı?
Yıllarca sınava hazırlanıp elenen çocuklar mı?
Üniversite okuyup garsonluk yapanlar mı?
Yoksa başı önde yürüyen, gelecek hayal etmekten korkanlar mı?
Şimdi çıkıp bağırmak kolay:
"Ey Türk Gençliği!"
Ama önce biz gençliğe bakmayı öğrenelim.
Gençliğe kulak verelim.
Gençliği sadece afişlerde değil, hayatta görelim.
Çünkü 19 Mayıs sadece bir bayram değil…
Bir hatırlatmadır:
Bu ülke gençlerin omzundaysa, o omuzlara yük değil, umut yüklememiz gerekir.
Bugün gençlik bayramı.
Ve eğer bugün bir gencin gözlerinde parıltı yoksa,
O bayrağın gölgesi eksik kalır.
Gençlik, bayram törenlerinde değil,
kendini değerli hissettiği her yerde var olur.
Ve unutmayın…
Atatürk, “Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz,” dedi.
Yani:
Bu memleket, genç olmaktan utanmayanların olacak.
Kutlu olsun 19 Mayıs.
Kutlu olsun, gençliğe olan inancımız.
Ve bu ülkenin yüzünü batıya döndüğü o ilk cesur adım…
Samsun’dan başlayan o yürüyüş, gençlerin omzunda hâlâ devam ediyor.
Yeter ki biz, o yürüyüşe engel olmayalım.