Çok sevdiğim bir Eskimo atasözü der ki: “Rüzgârsız havada dönen fırıldağın mutlaka bir üfleyeni vardır.”
Bugün siyasete bakınca, bu sözün ne kadar doğru olduğunu görüyoruz.
Ortada ne bir fırtına var, ne de bir rüzgâr…
Ama bakıyorsun, pişkin fırıldaklar dönüyor.
Hem de hiç utanmadan, hiç sıkılmadan.
Öyle bir dönüyor ki, başı dönen millet oluyor.
Türkiye siyasetinde değişmeyen bir gerçek var: Her dönemin insanları.
Kimin gücü artıyorsa onun yanında bitiverenler…
Kimin yıldızı parlıyorsa koşarak ona sığınanlar…
Dün “hain” dediklerine bugün “kardeşim” diyenler…
Dün yerden yere vurduklarını bugün göklere çıkaranlar.
Rüzgâr yok aslında.
Ama fırıldak dönüyor.
Çünkü arkadan bir nefes üfleniyor.
O nefes bazen bir koltuk vaadi…
Bazen bir ihale garantisi…
Bazen bir dokunulmazlık zırhı…
Bazen de “yarın iktidar değişirse elimde bulunsun” diye yazılan bir sigorta poliçesi.
Ve vatandaş?
Vatandaş sandığa gidiyor, oyunu veriyor.
Ama üç gün sonra bakıyor ki, kendi oyuyla seçilen vekili başka partide yemin ediyor.
Kendi iradesi başka masalarda pazarlık konusu olmuş.
Halk şaşkın, siyasetçi pişkin.
Üstelik utanmadan kürsüye çıkıp “ilke”, “ahlak”, “erdem” nutukları atıyorlar.
Ama millet görüyor.
Çünkü bu ülkede herkes biliyor:
Rüzgâr yoksa, fırıldak dönmez. Dönüyorsa mutlaka bir üfleyen vardır.
Ve o üfleyenler hep güçlü olanlar.
Kimi zaman saraya yakın bir nefes…
Kimi zaman büyük sermayenin nefesi…
Kimi zaman da “devlet sırrı” diye gizlenen karanlık ilişkilerin nefesi.
Sonuç?
Onlar döndükçe milletin faturası kabarıyor.
Onlar döndükçe zamlar artıyor.
Onlar döndükçe işsizlik büyüyor.
Onlar döndükçe gençlerin umudu tükeniyor.
Bu ülkede omurgalı siyasetçi bulmak, altın bulmaktan zor.
Çünkü her dönemin fırıldakları var.
Ve bu fırıldaklar hiç durmuyor.
Üfleyen hep var çünkü.
Ama unutulmasın…
Bir gün gelir, milletin nefesi tükenir.
Sabır biter.
Ve işte o gün geldiğinde, kimse “ben dönmedim, rüzgâr esti” diyemez.
Çünkü millet çok iyi biliyor:
Rüzgâr yok, üfleyen var… Dönüyorsa çıkar için dönüyor.
Ve gün gelir, sandık o fırıldakları paramparça ediyor.
