Gazetecilik, sadece bir meslek değil; aynı zamanda büyük bir sorumluluktur…

Gazetecilik, sadece haber peşinde koşmak değil, aynı zamanda toplumun vicdanı olma sorumluluğunu da taşır…

Öyle karşıdan göründüğü gibi değildir…

Meslek büyüklerimiz hep şöyle derdi:
“İnsan bu tozu bir kere yuttu mu, bu mesleği bir daha asla bırakamaz.”
Doğru söylüyorlarmış.
Bırakamadım…
Mesleğe ilk başladığım heyecanım neyse bugün de aynı heyecanla çalışıyorum.
Bu mesleğin en güzel yanlarından biri, çok fazla insan tanımanız.
Herkesin tanıklık edemediği olayların bazen tam içinde olursunuz.
Bu mesleği büyülü yapan da işte budur…

Mesleğe başlayalı 27 yıl olmuş..
Harika insanlarla çalıştım.
Bir sosyolog kadar deneyim kazandım…

Bir psikolog kadar gözlemci oldum…

Bir siyaset bilimci kadar politikanın içinde oldum, en az onlar kadar siyaseti doğru okumaya çalıştım…
Doğruların peşinden giden, gerçek hayatları yazan, merkezine insan sevgisini koyan, toplumun kılcal damarlarına kadar girebilen, demokrasiye inanan, sessiz çoğunluğun sesi olmayı başarabilen gazetecilerden olmaya çalıştım hep…

10 Ocak, basın emekçilerinin hakları için verdikleri mücadelenin sembolüdür!

Gerçeği ararken karşılaşılan zorluklar, baskılar ve tehlikelere rağmen, gazeteciler, halkın doğru bilgiye ulaşması için büyük bir özveriyle çalışıyor. 10 Ocak gazetecilerin verdikleri mücadelenin, fedakârlıklarının ve topluma sundukları katkının bir sembolüdür. Türkiye'de gazetecilik, tarih boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşmış; sansür, baskı ve tehditlere rağmen, hakikatin peşinde koşan gazeteciler her zaman yılmadan çalışmıştır. 10 Ocak, işte bu mücadelenin simgesidir. Gazeteciler, toplumun gözü, kulağı ve sesidir. Kamuoyunu aydınlatmak, gerçekleri ortaya çıkarmak için büyük bir özveriyle çalışır. Basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu, gazetecilerin baskı altına alındığı bir dönemde, onların cesareti ve kararlılığı her zamankinden daha da önemlidir. Çünkü özgür bir toplumun temel taşlarından biri, özgür basındır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ”Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” Sözleri ile basının önemini vurgulamıştır.