Son günlerde İran ve İsrail arasında yaşanan gerilim, Trump'ın ateşkes çağrısıyla geçici olarak durulmuş gibi görünüyor.
İki taraf da "diğeri saldırmadığı sürece" yeni bir hamle yapmayacağını açıkladı. Peki, bu savaş neden çıktı? Ya da daha doğru bir soru: Bu gerilim, göründüğü gibi bir "düşmanlık" mı, yoksa derinlerde başka hesapların olduğu bir stratejik oyun mu?
Gerilimin Görünen Yüzü: İran'ın Nükleer ve Bölgesel Güç Mücadelesi
Resmi söyleme bakılırsa, İran'ın nükleer programı, İsrail'in güvenliği için varoluşsal bir tehdit. İsrail, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için her türlü operasyonu meşru görüyor. Öte yandan İran, Filistin direniş gruplarını, Lübnan Hizbullah'ını ve Yemen'deki Husileri destekleyerek İsrail'i kuşatma politikası izliyor. Bu durum, iki ülke arasında sürekli bir vekalet savaşına dönüşüyor.
Ancak işin bir de görünmeyen yüzü var.
Şii-Sünni Çatışması: Bölgenin Kontrolü İçin Bir Araç mı?
Ortadoğu'da Şii-Sünni gerilimi, yıllardır bölgesel güç mücadelesinin en önemli enstrümanlarından biri. İran'ın Şii ekseni genişledikçe, Sünni Arap devletleri (Suudi Arabistan, BAE, Mısır) İsrail ve ABD ile yakınlaşıyor. İlginç olan şu ki, bu gerilim, İsrail'in bölgedeki varlığını meşrulaştırmasına ve Sünni devletlerle normalleşmesine hizmet ediyor.
Yani İran, "düşman" rolünü oynarken, aslında İsrail'in bölgedeki konumunu güçlendiren bir işlev görüyor olabilir mi?
ABD ve İsrail'in Çıkarına Bir "Kontrollü Düşmanlık" mı?
Eğer İran gerçekten İsrail ve ABD için bu kadar tehlikeli olsaydı, bugüne kadar çok daha sert askeri müdahaleler yaşanırdı. Ancak İran'ın varlığı, Sünni dünyasını İsrail'e yaklaştırıyor, silah satışlarını artırıyor ve ABD'nin askeri varlığını meşrulaştırıyor.
Trump döneminde İsrail'in Arap ülkeleriyle normalleşme anlaşmaları (Abraham Anlaşmaları) yapması, Suudi Arabistan'ın İsrail'e yakınlaşması, hatta bazı Körfez ülkelerinin İsrail'le istihbarat paylaşımı yapması, İran tehdidi sayesinde mümkün oldu.
Gerçek Düşmanlık mı, Senaryo mu?
Tüm bu gelişmeler, İran-İsrail çatışmasının sadece bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda bölgesel güç dengelerini kontrol etmek için kurgulanmış bir strateji olabileceğini düşündürüyor. İran'ın "kırmızıçizgileri" aşmadan yaptığı hamleler, İsrail'in ise "ölçülü" misillemeleri, bu çatışmanın kontrollü olduğu izlenimini veriyor.
Belki de gerçek soru şu: Bu savaş, kimin işine yarıyor? Cevap verelim: Sünni-Şii gerilimini besleyen, İsrail'in bölgedeki varlığını pekiştiren ve ABD'nin askeri-endüstriyel kompleksini besleyen bir döngüye…
Ortadoğu’da hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ve belki de en büyük sır, herkesin bildiği ama kimsenin yüksek sesle söyleyemediği bu gerçekte yatıyor.