Esenyurt bir yıldır kayyumla yönetiliyor. Bu süreçte en çok eleştiri yazanlardan biri benim.

Çünkü demokrasiye inanan bir gazeteci olarak, kayyum uygulamalarının toplumsal karşılığını, eksiklerini, yarattığı kırılmaları yazmak boynumun borcuydu.

Ama gazeteciliğin bir başka sorumluluğu daha var:

Yanlış gördüğünde eleştirirsin, doğru gördüğünde de takdir edersin.

Tarafın hakikattir.

Geçtiğimiz hafta Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı, Yeşil Aytulum’un davetiyle Kadın Sanat Merkezi’nde düzenlenen Ressam Neriman Oyman söyleşisine katıldım.

Yeşil Aytulum'u uzun zamandır tanırım.

Esenyurt’ta yetişmiş, siyasetle burada tanışmış, bu kentin sosyolojisini iliklerine kadar bilen bir kadındır.

Ne anlattığını değil, kimi anlattığını bilir.

Kime dokunduğunu, hangi yarayı sardığını, hangi ihtiyaca cevap verdiğini bilir.

O yüzden bu daveti kıymetli buldum.

Söz konusu kadın olunca da insanın içi ayrı ısınıyor.

Gittim. Gördüm.

Ve anlatmaya değer bir Esenyurt’la karşılaştım.

Ressam Neriman Oyman’ın söyleşisi…

Salon dolu. Kadınlar ayakta.

Sorular içten ve çok nitelikli.

Bakışlar umutlu.

25 Kasım’da Esenyurt Kent Konseyi’nin kadına karşı şiddete dikkat çekmek için yaptığı yürüyüşü anımsadım.

Okunan isimleri…

Yüreğimize çöken acıyı…

Sessizliği…

Bir hafta sonra aynı ilçede, bu kez kadınların ürettiği, öğrendiği, güçlendiği bir merkezdeydim.

Bir yanımız acı, bir yanımız umut…

Türkiye’nin iki fotoğrafı.

Kadın Sanat Merkezi’ne adım attığımda ilk hissettiğim şey şu oldu:

Whatsapp Image 2025 12 03 At 09.38.20

Bu Esenyurt, başka Esenyurt.

Esenyurt Belediyesi’nin eski hizmet binasının alt katı…

Önceden farklı amaçlarla kullanılan bir alan…

Şimdi yapılan dokunuşlarla bambaşka bir yere dönüşmüş.

Işıl ışıl. Derli toplu.

Kadın eli değmiş gibi güzel.

Kadınların nefes aldığı bir merkez olmuş.

Tam 37 farklı branşta atölye var.

Çömlek de var, resim de var, tasarım da var…

1500–1600 kadın burada kurs alıyor.

Anneler içeride üretirken çocuklar kreşte oyun oynuyor.

Kadın nefes alıyor.

Üretiyor. Kendini geliştiriyor.

Kadın kendini var ediyor.

Anne atölyede, çocuk kreşte.

Kadın için gerçek özgürlük bazen sadece bir saat kendini bırakabilmektir.

Bu merkez o özgürlüğü sağlıyor.

Bir ilçenin geleceği işte böyle değişiyor.

Esenyurt kolay bir şehir değil.

Kaldırımları kalabalık, hikâyeleri ağır, sorunları çok…

Ama bütün bu yükün arasında kadınlara böyle bir alan açılmış olması takdire şayan.

Bu merkezin gelişmesinde, büyümesinde, güçlenmesinde Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un desteği ile Yeşil Aytulum’un emeği çok büyük.

Yeşil Aytulum, bu ilçenin ruhunu bilen biri.

Esenyurt’ta doğmuş. Esenyurt’ta büyümüş.

Siyasete bu sokaklarda başlamış.

Bu ilçenin rüzgârını, kalabalığını, insanını iyi tanıyor.

O yüzden attığı her adım yerini buluyor.

Kadın için yaptığı her çalışma karşılık buluyor.

Bir ilçeyi anlamak için, yönetmek için o ilçeye ait olmak gerekir.

Aidiyet gerekir. Sokağın dilini bilmek gerekir.

Bugün Esenyurt’u yöneten kadroların büyük çoğunluğu dışarıdan.

Kenti tanımadan kenti yönetmek kolay değil.

Bu yüzden birçok iş yerini ya bulamıyor ya da karşılık görmüyor.

Ama Yeşil Aytulum’un farkı tam da burada.

O, Esenyurt’un hikâyesini biliyor.

Esenyurt’un kokusunu biliyor.

İnsanını biliyor. Kadınını anlıyor.

Kadın Sanat Merkezi de bunun en somut örneği.

Merkez sadece bir atölye değil.

Bir nefes alanı. Bir dayanışma alanı. Bir umut alanı.

Belediyenin sadece burada değil, başka birimlerinde de güzel işler yapıldığını öğrendim.

Kültür Müdürlüğü’nde yeni projeler var.

Kütüphaneler Müdürlüğü’nün ilçeye kazandırdığı yeni kütüphaneler var.

Yakında hepsini tek tek gezeceğim.

Gördüklerimi yine anlatacağım.

Ama bir eksik var:

Halk bunları bilmiyor.

PR zayıf. Yapılan işler duyurulamıyor.

Gören bilmiyor, bilen duymuyor.

Oysa Esenyurt’un buna çok ihtiyacı var.

Özetle kadın Sanat Merkezi’nde gördüğüm şey şuydu:

Esenyurt’un geleceği kadınla kurulacak.

Bir şehrin kaderi, bir kadının attığı adımla değişebilir.

Kadın güçlenirse ilçe güçlenir.

Kadın üretirse toplum iyileşir.

Kadın nefes alırsa şehir nefes alır.