Fenerbahçe Beko, EuroLeague’de bir kez daha tarih yazdı.

Monaco karşısında sadece skorla değil, stratejik derinlikle kazanan sarı-lacivertliler, adeta bir satranç ustası gibi hamlelerini önceden hesaplayarak rakiplerini kendi kaoslarında boğdu. Jasikevicius’un oyun planı, Devon Hall’un Mike James’e kelepçe takmasıyla başladı, Melli’nin oyuna girişiyle devam etti ve son periyotta Guduric-Baldwin-McCollum üçlüsünün soğukkanlılığıyla taçlandı.

Monaco’nun Kaosuna Karşı Fener’in Disiplini

Monaco, ilk periyotta 4/4 üçlük performansıyla Fenerbahçe’yi şaşırttı. Blossomgame ve Theis’in etkili pozisyon almaları, Jaiteh’in ribaundlardaki hakimiyetiyle rakibin hücum ritmini bozmaya çalıştılar. Ancak Fenerbahçe, bu erken şokun etkisinden Melli’nin sahaya girmesiyle sıyrıldı. Katı savunma, hızlı transition hücumları ve her topa adeta can pazarındaymışçasına yapışan bir mücadeleyle maçı düşük skorda tutmayı başardı.

Taştan Ekmek Çıkaran Hücum: Baldwin, McCollum ve Guduric Üçlüsü

Üçlük yüzdesinin düşük olduğu bir gecede, Fenerbahçe’nin en büyük kozu, saha içinden bulduğu çözümler oldu. Hayes-Davis’in geç açılmasına rağmen, Hall’un oyun kuruculuğu ve Baldwin’in yaratıcı penetrasyonları, Monaco savunmasını sürekli ikilemde bıraktı. Son periyotta devreye giren “kadife elli” skorörler McCollum ve Guduric, kritik anlarda fileleri havalandırarak maçı Fenerbahçe’nin istediği yere çekti.

Maç Kapatmanın Efendisi: Sakinlik ve Kontrol

Fenerbahçe, son yıllarda özellikle kritik maçlarda gösterdiği “maç kapatma” yeteneğiyle fark yaratıyor. Monaco’nun baskılı savunmasına rağmen, son dakikalarda panik yapmayan, hücum süresini verimli kullanan ve savunmadan beslenen bir oyun sergiledi. Jasikevicius’un “koşan, atan, sokan” basketbol felsefesi, bu zaferde bir kez daha tüm detaylarıyla sahneye yansıdı.

Şampiyonluk Vasfı: Tecrübe ve Karakter

Bu zafer, sadece bir basketbol maçının ötesinde, Fenerbahçe’nin EuroLeague’deki kimliğinin bir yansımasıydı. Zorlu koşullara rağmen pes etmeyen, savunmadan beslenen ve kolektif aklı ön planda tutan bir ekip, sekiz yıl sonra bir kez daha şampiyonluğa uzandı. Tebrikler Fenerbahçe! Bu kupanın altında yatan emek, strateji ve dayanıklılık, sarı-lacivertli camianın ne denli büyük bir ruhla mücadele ettiğinin kanıtı.