Muharrem ayı, İslam takviminin ilk ayı olarak kutsal kabul edilir. Bu ayda dayanışmanın, paylaşmanın ve sevginin simgesi olan aşureler pişirilir, komşulara, dostlara dağıtılır.
Aşure günü, Muharrem’in onuncu günüdür ve adını Arapçada "on" anlamına gelen "aşara" kelimesinden alır. Bu kelimenin Sami diller arasında ortak bir kökeni olduğu düşünülür, ki bu da aşurenin kültürler ve dinler arası bir bağ olduğunu gösterir.
Nuh’un Gemisinden Günümüze: Aşurenin Hikâyesi
İslami inanışa göre, Hz. Nuh, Büyük Tufan’dan sonra gemisi karaya oturduğunda, elinde kalan son erzaklarla bir tatlı yapar. İşte bu tatlı, aşuredir. Rivayete göre, Nuh’un gemisindeki herkes, yiyecek stokları tükenmek üzereyken, kalan nohut, buğday, kuru meyve ve bakliyatları bir araya getirerek bu nefis tatlıyı hazırlar. Böylece aşure, bir hayatta kalma hikâyesinin yanı sıra paylaşmanın ve bereketin de sembolü olur.
7 mi, 10 mu, Yoksa 40 Malzeme mi?
Aşurenin içine konan malzemeler, geleneklere göre değişir. Kimi en az 7 çeşit der, kimi 10 (adına uygun olarak), kimisi ise bereketi artırmak için 40 farklı malzeme koyar. Buğday, nohut, fasulye, kuru üzüm, kayısı, incir, ceviz, nar, tarçın… Her bir malzeme, farklı bir anlam taşır. Kimi bereketi simgeler, kimi bolluğu, kimi de hayatın tatlı ve acı anlarını.
Aşure: Sadece Bir Tatlı Değil, Bir Kültür Mirası
Aşure, farklı inanç ve kültürlerde farklı anlamlarla karşımıza çıkar. Osmanlı döneminde, Müslümanlar arasında mezheplere göre yas veya sevinçle anılırdı. Alevi geleneğinde Muharrem orucu tutulur, Kerbela’nın acısı yâd edilirken aşure, matemden sonra paylaşmanın bir ifadesi olur. Hristiyan ve Yahudi geleneklerinde de benzer tatlılar farklı isimlerle bilinir.
Günümüzde aşure, sadece dini bir ritüel değil, aynı zamanda sosyal bir paylaşım aracıdır. Mahallelerde, köy derneklerinde, üniversitelerde büyük kazanlarla pişirilir, etkinliklere dönüşür. Kimi zaman bir yardım projesi, kimi zaman bir kültür şenliği olarak karşımıza çıkar.
Aşure Pişirmek, Sevgiyle Dağıtmak
Aşure yapmak sabır ister. Buğdayın kaynaması, bakliyatların yumuşaması, kıvamın tutturulması emek gerektirir. Ama belki de en önemlisi, aşurenin paylaşılmasıdır. Komşuya götürülür, iş yerine götürülür, sokaktaki esnafa ikram edilir. Her bir kase, bir gönül bağıdır.
Bu Muharrem ayında, bir aşure pişirin ve sevdiklerinizle paylaşın. Çünkü aşure, sadece bir tatlı değil, birlikte yaşamanın, acıyı ve neşeyi bölüşmenin binlerce yıllık bir ifadesidir.