Her yıl 2 milyondan fazla insanın hayatını karartan bir tanı: Akciğer kanseri. 1,5 milyon insan ise bu amansız hastalık yüzünden gözlerini hayata yumuyor.
Bu sadece bir istatistik değil; her biri bir anne, baba, kardeş, dost demek. Benim gözümde ise bu rakamlar, kaybedilen kahkahalar, yarım kalan hayaller ve geride bırakılan boşluklar anlamına geliyor.
Geç Kalmanın Ağır Bedeli
Ülkemizde akciğer kanseriyle savaşan insanların çoğu, ne yazık ki hastalığın ileri evrelerinde doktor kapısını çalıyor. Bunu duydukça içim acıyor. Çünkü biliyorum ki o insanların bir kısmı, öksürüklerini "sigara işte" diye geçiştirdi, nefes darlığını "yaşlandık artık" diyerek görmezden geldi. Oysa erken teşhis, bir kanser hücresinin bile nasıl bir fırtınaya dönüşebileceğini bilenler için altın değerinde. Erken davrananlar ameliyat şansını yakalıyor, tedaviden umutlu sonuçlar alıyor. Peki ya geç kalanlar? Onların hikayeleri, hep "keşke"lerle dolu oluyor.
Sigarayla Dans Ölümle Randevuya Dönüşmesin
Benim neslim, sigaranın "havalı" gösterildiği reklamlarla büyüdü. Şimdi ise o reklamların bedelini ciğerlerimizle ödüyoruz. Sigara içen herkesin, elindeki o küçük beyaz çubuğun aslında bir ölüm fermanı olduğunu fark etmesi gerekiyor. Ama tek suçlu sigara değil. Pasif içicilik, kirli hava, çalıştığımız iş yerlerindeki görünmez tehlikeler… Hepsi birer düşman. Ve en acısı, bu düşmanla çoğu zaman gönüllü olarak dans ediyoruz.
Bir Doktor Değilim Ama Bir İnsanım
Tıbbi terimlerle konuşacak kadar bilgili değilim belki, ama şunu biliyorum: Akciğer kanseri, sinsi bir düşman. Sessizce geliyor, yavaşça ilerliyor ve çok geç olmadan kendini ele vermiyor. Bu yüzden, eğer sigara içiyorsanız, lütfen bırakın. Bırakamıyorsanız, en azından düzenli kontrolleri ihmal etmeyin. Ailenizde akciğer kanseri varsa, daha dikkatli olun. Çünkü erken teşhis, bir gün sizin hayatınızı kurtarabilir.
Bugün Bir Şey Yapın
1 Ağustos Dünya Akciğer Kanseri Günü, sadece bir hatırlatma değil, bir uyanış çağrısı olmalı. Bugün, sigarayı bırakmak için belki de en doğru gün. Bugün, sevdiğiniz birine "Ciğerlerini kontrol ettirdin mi?" diye sormak için bir fırsat. Bugün, korkularımızla yüzleşip önlem almamız gereken bir dönüm noktası.
Çünkü her nefes, bir armağan. Ve o nefesi çalacak olan şeye karşı hep birlikte savaşmalıyız.
Unutmayın, ciğerlerimiz sadece oksijen taşımaz; yaşama tutunmamızı sağlarlar.