Zeytinyağı denince aklıma hep annemin tencerede pişirdiği o mis kokulu yemekler gelir. Şimdilerde ise market raflarında gördüğüm fiyatlar içimi acıtıyor.
Bu toprakların en değerli nimetlerinden biri olan zeytinyağı, nasıl oldu da sofralarımızdan uzaklaştı?Ülkemiz zeytin cenneti, biliyorum. Ege’nin her köşesi zeytin ağaçlarıyla dolu. Ama ne hikmetse, bu ağaçların meyvesinden elde edilen yağı almak için cebimizdeki son kuruşları sayar olduk. Enflasyon, döviz kuru, spekülatif fiyatlar derken, sağlıklı beslenmek bir avuç şanslı insanın harcı haline geldi. Eskiden "Her yemeğe biraz zeytinyağı koy" derdik, şimdi "Az kullan, idareli tüket" diyoruz.
Bir de üstüne zeytin ağaçlarının kömür madenleri uğruna kesilmesi meselesi var ki, içim parçalanıyor. Binlerce yıllık ağaçlar, bir yasanın imzasıyla yerinden sökülüyor. Bu gidişle, torunlarımıza "Türkiye’de bolca zeytin yetişirdi" diye anlatacağımız günler mi gelecek?
Zeytinyağı sadece bir yağ değil, benim için bir gelenek, bir lezzet mirası. Onu soframızdan eksik etmek, annemin yemeklerinin tadını unutmaya razı olmak demek. Devlet büyüklerimizden ricam şu: Bu gidişata bir dur desinler. Üreticiyi koruyacak, vatandaşın cebini yakmayacak çözümler bulunsun. Yoksa zeytinyağı, hayalimizde kalan bir "eski güzel günler" hatırası olacak.